Yine de biri çıksa, nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim. Kederli olduğum da söylenemez zaten. -Buna sebepte yok çünkü. Ne taze bir ölüye sahibim, ne felâket geçirenlerim var. Dedim ya oturuyorum öylece. İyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok.-
Her gidişimde, hastahanelerin bahçeleri bana hüzün verirdi. Bunun mânâsını şimdi bulmaya çalışıyorum ve hastalıkla tabiat arasındaki büyük tezadı anlıyorum. Bu, bir bahçeden hastahaneye girerken ve bir hastahaneden bahçeye çıkarken en çok hissedilen şeydir.
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim.Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
Sayfa 164 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Sayfa 85 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Sayfa 25 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bugün tabiat ne kadar güzel. Kuşkusuz her gün böyle bu. Ama güzelliği görmek her zaman mümkün değil. Bakmasını bilmek gerek. Acılara, hastalığa ve yorgunluğa rağmen bakılabilir. O zaman güzelliğin içinde bütün bunlara da iyi gelen bir düşünce olduğu görülür. O "düşünce" yi bir kere ellerine geçirmiş olanlar başlarına gelen bütün sevinçlerin ve acıların külfetine daha kolay katlanabilirler: Mutluluk da tahammül ister. Onu da iyi anlamalı.
İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez. Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve doğruluk denen şeyde var olacaktır.
Hiçbir zaman, "Sesi nasıl? Hangi oyunları oynamayı tercih eder? Kelebek toplar mı?" diye sormazlar. " Kaç yaşında? Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası ne kadar kazanır?" diye sorarlar. Ancak o zaman tanıdıklarını sanırlar onları.