Ayşegül Gökçe

Ayşegül Gökçe
@Gokceaysegul
Asal sayılar güçlüdür. Başkalarına bağımlı değildir. Saftır, tamdır ve gücünü asla kaybetmez. Asal sayılar gibi olmalısın. Gücünü kaybetmemeli, mesafeni korumalı ve etkileşimden sonra değişmemelisin. Bölünmez olmalısın.
Reklam
"Büyümek için mi?" "Evet insan uzun süre yalnızca bir alana yöneldiğinde beynin kullanlmayan bölümlerinde körelmeler görülmeye başlıyor. Bu yüzden her zaman öğrenmeye devam ederiz biz." "Ne üzerine çalışıyorsunuz peki?" "Farklı bilimlerden ne biliyorsak ona. Sınırlı da olsa anatomi, fizyoloji beslenme dışında sağlıklı ve güzel bir hayat sürmemizi sağlayacak her alan hakkında oldukça sey biliyoruz. Bitki bilimi ve kimya alanlarımız da mevcut - pek gelişmiş değil ama yine de ilgi çekici alanlar bunlar da. Ayrca kendi tarihimiz var, psikoloji de içeriyor hem. "Psikolojyi kişisel hayatla değil de tarihle birlikte mi ele alıyorsunuz?" "Elbete, Bize ait bir sey sonuçta, toplumumuzda ve bireyler arasında var olan, yeni ve gelişen her nesille değişen bir şey. Hep birlikte, yavaş yavaş ama dikkatle çalışıyor, halkımızı bu alanlarda geliştirmeye çalışıyoruz. Görkemli bir iş bu, gerçekten harika! Binlerce bebeğin gelişmesini, zihinlerinin güçlenip aydınlanmasını, kapasitelerinin artmasını seyretmek... Sizin ülkenizde de böyle değil mi bu?
Sayfa 154Kitabı okudu
Söylemişimdir, ben parklara gidip de oralarda saatlerce oturmayı çok severim. Çantama atarım sigaramı, çakmağımı, bir de örgümü, giderim parka. Bazen olur bir termos da çay götürürüm. İlla gelen birileri olur, tanışmıyorsak da tanışırız, oturur konuşuruz. Herkes kendini anlatır. Karşısındakini dinliyormuş gibi yapar, ama aslında kendi söyleyeceği için sırasını bekler.
Sayfa 134Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben o ailenin geçimsiziyim. İnsan yüzüne gülmediğinde, yalanı kabul etmediğinde, doğruları çat çat söylediğinde geçimsiz oluyorsun. Varsın öyle olsun.
Sayfa 130Kitabı okudu
Ölmek nasıl bir ansa yaşamak da bir an. Gözlerini kapar ve bütün gereksiz korkuların çözülüp gitmesine izin verirsin. Sonra korkudan muaf olan bu yeni varoluş halinde kendine sorarsın: Ben kimim? Şüpheler olmadan yaşayabilseydim neler yapardım? Haksızlığa uğrama korkusu olmadan yaşayabilseydim? Acıdan korkmadan sevebilseydim? Yarın o tadı nasıl özleyeceğimi düşünmeden, bugünün tadını çıkarabilseydim? Zamanın geçişinden ve sevdiklerimi benden çalabileceğinden korkmamış olsaydım? Evet. Ne yapardım? Kimleri umursardım? Ne için savaşırdım? Hangi yollarda yürürdüm? Nelerden haz alırdım? İçimdeki hangi gizemleri çözerdim? Kısacası, nasıl yaşardım?
Sayfa 308Kitabı okudu
Reklam
Artık mekânların insanlar için bir önemi yok. Odaklanılan şey, nerede olunduğu değil. Bugünlerde hiç kimse tam olarak bulunduğu yerde değil. En azından tek ayakları o uçsuz bucaksız dijital boşlukta.
Sayfa 107Kitabı okudu
Herkes kendi görüş mesafesini dünyanın sınırları zanneder.
" Başkaları seni bu kadar kolayca kızdırabiliyorsa, kendini daha zor kızdırılabilir hale getirmelisin!" dedi. "Bir kursa seninle beraber kimlerin katılacağını kontrol edemezsin. Madam Bobogel'in neler söyleyeceğini kontrol edemezsin. Dünyada kontrol edebileceğin tek bir şey var: Kendin! Yalnızca kendini ve başkalarına nasıl yanıt vereceğini kontrol edebilirsin." Başımı öne eğmiş, mahçup bir şekilde dinliyordum. Devam etti: " Başkalarıyla meşgul olduğun her an kendini unutmuş olduğun bir andır" dedi.
"Tam gitmeden evvel ne dediğini duydun mu?" diye sordum, sitemkar bir tavırla. "Mobilyalardan bile daha aptal olduğumu söyledi!" Mama Nono yine yanıt vermedi. Yüzüme bakıp, umursamazca gülümsedi. "Çıkarken söylediklerini duydun mu Mama Nono!" dedim ısrarla. Sesimin gittikçe yükselmesine mani olamıyordum. "Bir mobilyadan bile daha aptal..." " Evet duydum!"dedi Mama Nono ciddi bir sesle. " O sana yalnızca bir kez aptal dedi. Tekrar edip duran sensin! "
"Harika!" dedi, yine o alaycı tonuyla. "Zaman seni öldürüyor ve sen zamanı öldürdüğünü zannediyorsun." Sessiz kaldım. "Zamanını ıvır zıvırla harcama! dedi." Dünya, günlerini çeşitli oyunlar oynayarak ve televizyon izleyerek harcayan insanlarla dolu. Ne yaptıklarını sorsan, can sıkıntısından kurtulmak için uğraştıklarını, zaman öldürmeye çalıştıklarını söylerler. Zamanın değerini bilmeyenler, can sıkıntısı çekmeye mahkumdur. Hayatlarının her anında eğlendirilme ihtiyacı içinde olanlar, can sıkıntısı çekmeye mahkumdur."
Reklam
Merhaba tanımadığım insanlar. Bilin ki ben de geçiyorum bu dünyadan ve bir zaman sonra geçtim gittim olacak, hikayem son bulacak. İşte o gün üzerine düşen bir yağmur damlası olurum belki de. Korkma erimezsinve hikayen tamamlanmadan yanıma gelemezsin. Güzel kal.
Sayfa 149Kitabı okudu
" Hayat bu... Düşeceksin, kalktım diyeceksin, sonra yine tepetaklak olacaksın. Ama öğreneceksin. Tüm zorluklara rağmen yaşama nasıl devam edeceğini öğreneceksin."
Sayfa 168Kitabı okudu