Gökçen Özkan

Şimdi ne görüyorum? Anadolu... Düşmana akıl öğreten müftülerin, düşmana yol gösteren köy ağalarının, her gelen gasıpla bir olup komşusunun malını talan eden kasaba eşrafının, asker kaçağını koynunda saklayan zinacı kadınların, frengiden burnu çökmüş sahte sofuların, cami avlusunda oğlan kovalayan softaların türediği yer burasıdır.’ ‘Bunun nedeni, Türk aydını, gene sensin! Bu viran ülke ve yoksul insan kitlesi için ne yaptın? Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa halinde katı toprak üstüne attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun. Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı; aydınlatamadın. Bir vücudu vardı; besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu, hayvani duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O, katı toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi biti. Şimdi, elinde orak, buraya hasada gelmişsin. Ne ektin ki, ne biçeceksin? Bu ısırganları, bu kuru dikenleri mi?
Reklam
İnsanlar böyle işte, yalnız kendi bildikleri sana ait bir sırrı, yahut zâfı en umulmadık, en zayıf bir anında yüzüne vuruverirler, hem de sana karşı bir koz olarak!
Kafa göz yarmanın da çeşitli metotları vardır, bilmez misin? Mutlaka yumruk atıp taş fırlatman gerekmez. Kelimeler, eğer kullanmayı becerebilirsen çok daha tesirlidir.

Reader Follow Recommendations

See All
Benim maalesef hayatla, şu yaşadığımız günlük hayatla hiç ilgim yok. Kitaplara gömülmüşüm ve maalesef öyle kalacağım.
Hep en üst raflarda duran Kur’an-ı Kerim... hepsi uzak, aramızda cehennem var, ceza var. “Elini sürme çocuğum.” “Dokunma kızım...” Allah korkusu... Allah korkusu... Cehennem! Ateş! Günah!
Reklam
Reklam
1,125 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.