Nuru

Nuru
@Gokut
Şirkette Raif Efendi'nin boş masasına oturdum siyah kaplı defterini önüme koyarak bir kere daha okumaya başladım...
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin,her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor.Yalniz kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor.Bunun sebebi herhalde;" Bu öyle olmayabilirdi" düşüncesi,yoksa insan mukader telakki ettiği şeyleri kabule her zaman hazır.
Sayfa 149Kitabı okudu
Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar çok inanmıştım ki,bunda aldanmış olmak ,bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı.Ona kızgın değildim ama bir kere kırılmıştım.Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı;çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.
Sayfa 149Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
... ve birisi bana :Senin baban iyi bir adam mıydı?"diye sorsa verecek cevap bulamazdım.Çünkü iyiliği ve fenalığı hakkında bir fikir sahibi olacak kadar onu tanımıyordum.Aksamları kaşlarını çatarak eve giren ve ne bizi ne annemizi hitaba layık görmeyen,saçsız başlı, değirmi ve kır sakallı adamla,havuzlu kahvede göğsünü bağrını açıp gülüşerek ayran içtiğini ve küfür savurarak tavla oynadığını gördüğüm kimse bence birbirinden tamamen ayrıydı.
Sayfa 142Kitabı okudu
Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana âşık olmadığımı zannediyormuşum...Bunu şimdi anlıyorum.Demek ki insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar...Ama şimdi inanıyorum...Sen beni inandırdın...Seni seviyorum...Deli gibi değil,gayet aklı başında olarak seviyorum...
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Onun hakkında son bir hüküm vermekten korkuyor ve bunda isabetli olamayacağımı seziyordum.
Başkasına merhamet etmek,ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki,ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur...
Bir ruh,ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize,bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden,meydana çıkıyordu.Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya,-ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk.
İçimde ona karşı tarifi imkânsız bir şefkat vardı. Yatağına nasıl uzandığını,nasıl ağır ağır nefes aldığını,saçlarının yastığa nasıl serildiğini tasavvur ediyor ve hayatta bu manzarayı görmekten daha büyük bir saadet olamayacağını düşünüyordum.
Bir müddet sustuk...Kafamın içinde ona söylenecek uçsuz bucaksız şeyler bulunduğunu hissediyordum,senelerce söylense bitmeyecek şeyler...
Reklam
O soluk insan yüzüne kitaplar dolduracak kadar çok manalar vermiş,onda hakikatte asla mevcut olmayan vasıflar bulmuştum.Halbuki o,birçok genç kadınlar gibi,böyle eğlence yerlerinde adi zevkler peşinde koşuyordu.Benim o kadar hürmetle seyrettiğim yabankedisi kürkü de,herhalde buralardaki hizmetlerinin bedeliydi.
Kendimi bildim bileli,bütün günlerimi, haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden,bir insanı aramakla geçirmiş ve bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmıştım.
Bir kadın herhangi bir şekilde hoşuma gidince ilk yaptığım iş ondan kaçmak olurdu.Karşı karşıya geldiğim zaman her hareketimin,her bakışımın sırrımı meydana vuracağından korkar,tarif edilmesi imkânsız,adeta boğucu bir utanma ile dünyanın en zavallı bir insanı haline gelirdim.
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense,körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
İçlerinin esneyen boşluğu karşısında ancak başka başka insanları istihfaf ve tahkir etmek,onlara gülmek suretiyle kendilerini tatmin edebiliyorlar,şahsiyetlerinin farkına varıyorlardı.
121 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.