"Bir kadının," kral tahtında otururken cılız bedenini dikleştirdi, "bir erkekten yalnızca iki hediye beklemeye hakkı vardır: yazın bir çocuk, kışın da ince ketenden bir terlik. İki hediye de kadının evde kalmasına hizmet eder. Çünkü bir kadına münasip olan, doğa tarafından ona öngörülen yer evdir. Karnı şiş, önlüğünün eteklerinde çocukları olan bir kadın evden uzaklaşmaz, aklına aptalca fikirler gelmez, böylece erkeğin iç huzuru sağlama alınır. İç huzuru olan bir erkek de hükümdarının zenginliğini ve refahını artırmak için çok çalışabilir. Evliliği için endişelenmesine gerek kalmadan, alnında teriyle dinlenmeden çalışan erkeğin de aklına aptalca fikirler gelmez. Ancak biri çıkıp da bir kadını istediği zaman çocuk doğura-bileceğine, istemiyorsa doğurması gerekmediğine inandırırsa, üstelik bunu nasıl sağlayacağını kulağına fısıldayıp bir de eline bir ilaç tutuşturursa, işte o zaman saygıdeğer hanımefendi, toplumsal düzen bozulmaya başlar."