Oluş düzeyimiz yaşamımızı kendisine çeker ve her şey senden kaynaklanır. Gördüğün ve dokunduğun her şey senin oluşunun, noksanlığının ve içindeki boşluğun dışa yansıyan görüntüsüdür. Yaşamda boşluklar yoktur. Eğer kendini yeni bir biçimde düşünmeye ve davranmaya zorlayarak bu boşlukları bilinçli olarak sen doldurmazsan bunu senin adına tüm zalimliğiyle dünya yapacaktır. Görmezsen ya da görmeyi istemezsen hastalık vahimleşir.
Ne yapmalı? Anı bir nesne gibi tecrit edip şimdi, mutluluğu hissettiğimiz anda, hissettiğimizden başka hiçbir şey düşünmeksizin mutlu olmalı, geri kalanı, geri kalan her şeyi dışlamalı.
Var olmak inkar etmek demektir. Bugün yaşayan ben, dün ben olan şeyin, dünkü benin, tekrar inkarından başka neyim ki? Var olmak kendini yalanlamaktır. Hiçbir şey hayatı, yazılanların bir gün sonra tekzip edildiği gazetelerden daha iyi anlatamaz.
Hayattaki varlıklarla ilgili sıkıntı, her taraflarına bakabilmemizdir. Hayallerin ise sadece bu yüzünü görebiliriz….Ruhlarımız gibi onların da sadece bir yüzü vardır.
Eğrisiyle doğrusuyla hesaplandığında, dünden ne kaldıysa, yarından ne kalacaksa bugünden geriye de o kalır; hep aynı olmaya, hep bir başkası olmaya duyulan doymak bilmez, sonsuz arzu.