"...Benim istediğim her şeyi yapabileceğime inandıkları için Korkuluk'u, Aslan'ı ve Teneke Adam'ı mutlu etmek kolaydı. Ama Dorothy'yi Kansas'a göndermek için hayal gücünden fazlası gerekecek ve nasıl yapılacağını bilmediğime eminim."
Evlerimiz ne kadar kasvetli ve gri olursa olsun,biz etten kemikten yapılmış insanlar çok güzel de olsa başka bir ülkede yaşamaktansa kendi topraklarımızda olmayı tercih ederiz. İnsanın evi gibisi yoktur.
Öncelikle Hüseyin Rahmi Gürpınar,Türk edebiyatında en en en sevdiğim yazarlardandır. Bu kitap da tam olarak onun elleri ve zihninden çıktığını belli edercesine olmuş.
İlk beş sayfada kitaba adapte olmaya çalışıyorsunuz. Yazım tarzı ve sürekli kelime açıklamalarını okumak bazıları için dikkat dağıtıcı olabilir ancak konuşmalar o kadar keyifliydi ki beni hiiiiç rahatsız etmedi.
İki Ermeni,tüm batıl inançlar yolunda emin adımlarla yürüyen bir de Efsuncu Babamız var. Yer yer güldüren,kahkaha attıran,merakla sonunu beklediğim çok an oldu. Her şey açığa çıktığında ki o yüz ifademi görmeyi dilerdim, bi' kal geldiği kesin :)Hayattan soyutlanıp keyifleneyim ama "okuyorum,çok da boş geçmesin" düşüncesinde olanlar için harika bir öneri olur. Çünkü yazarımız son dört-beş sayfada anlamak, dahası sindirmek için bir kere okumakla yetinmeyeceğiniz çok kıymetli şeyler yazmış.
Ah bir de kitaptan öğrendiğim,sıklıkla geçen bir kelime bırakayım buraya: Zo! :')
"... Dolayısıyla ilim ve irfan çoraklığı içinde kavrulan memleketlerde değil, fen ve bilgi de en ileri giden milletler arasında bile bugün bakıcılık, büyücülük,efsunculuk pozitif bilimlerden daha fazla revaçtadır."
"Ahlak, adet ve geleneklerimiz hayallere o kadar geniş bir alan ayırmıştır ki hakikat ona en fazla muhtaç olanların gözlerinde bile daima değersiz ve cazibesiz kalır."
Kitabı okumadan önce bazı kişilerden kitap hakkında yorumlar aldım. Okuma psikolojin bozulur adlı nutukları yaşıtlarımdan dinledim. Yahu ne psikolojisi, hayatta zaten var olan davranışları kendi ırkımın da yapabildiğini zaten biliyordum. Sadece bu kitapta tümüyle ve açıklıkla anlatılmış. Sonra Alex'in "iyi"leşmesi için baskıcı bir tavırla sözüm ona tedavi edilişini okuduk. Ancak anlıyoruz ki insanların davranışları kendi seçimlerinden doğuyor. Aklını kullanarak oluşabilecek durumları hesaplıyor ya da yine kendi öz iradesiyle ardını düşünmeden yapıveriyor.
Anthony Burgess'in elinden ilk kez okuyorum. Hâliyle hayat hikayesini de yeni öğrnemiş bulundum. Nedense Alex'in öfkesinin yazarın hayat hikayesinin bir ucuna bağlı olduğunu düşünüyorum.
Çevirmen Aziz Üstel'e de kocaman sevgiler. Kitabı daha keyifli hale getirmiş hiç şüphesiz.
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992.6k okunma