Sabahattin Ali kendinin Bulgaristan'a kaçmasını sağlayacak kişinin istihbarat ajanı olduğunun farkına vardığın da artık çok geçti. Başına indirilen bir odun parçasıyla kanlar içinde yere yığıldı. Yeşil mürekkepli dolma kalemi düştü cebinden, çantasındaki yeni romanının sayfaları etrafa savruldu. Cüzdanındaki biricik kızı Filiz'le biricik eşi Aliye'nin fotoğrafı ağladı.
Keşke daha çok sarılsaydı Aliye'ye, keşke daha çok sallasaydı Filiz'i salıncakta. Gözleri bir daha asla açılmamak için kapanırken bunları da düşündü Sabahattin.
Kitap tavsiyemdir. Ayrıca beğeni yaparsanız çok sevinirim