Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın?
Hani ey gözlerim bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?
Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırdım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?
"Çok sakin, duru ve hassas birisin. Böyle her şeyin o kadar düzenli ki.. Sen, hiç bitmesini istemediğim o tren yolculuğunun adısın Mislina.. Uzun yollar, kar ve soğuk.. Isınmak için sığınılan bir ev gibisin.."
Sonra bir şans daha verecek hayat sana. Sonunun geldiğini zannettiğin o anda, son bir ışık göreceksin kalbinin odalarında. Hiçbir şeyin bitmediğini, her şeyin yeniden başladığını en çaresiz anında anlayacaksın. Bu sefer herhangi birinden olmayacak umudun. Evrenin senin için çalıştığını hissedeceksin. Her kulun kaderiyle bir kesişme noktası vardır, tam da o anda nasibinde olanı bulacaksın. Sen tüm dünya karardı zannettiğinde, hiç görmediğin kadar parlak ışıklar sana müjdeler vermek için orada bir noktada bekliyor olacak. Kaybettiğini sandığın savaşlar bir öğretmen gibi, sana neler kazandığını gösterecek. Kendini evrensel adalete bırak, o mutlaka seni sonsuz bir ışığın içinde yeniden parlatacaktır..