Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güney Çeğin

Güney Çeğin
@GuneyCegin
Sosyolog
Denizli
izmir
16 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Hiç kimse radikal anlamda daha iyi bir dünyanın mümkün olmadığını bilemeyeceği için, bugün önümüzde duran kirliliği haklılaştırmayı ve yeniden üretmeyi sürdürmekte ısrar ederek herkese ihanet etmiş olmuyor muyuz?
Reklam
Liberalizmin ahlaksız aldatmacası, Stirner’in fark ettiği gibi, bize bireysel hak ve özgürlükler adına kulluk satmaktı. Saul Newman, Max Stirner
"Medyalar, birincil dünyayı algılamakta beceriksizleşmemize neden olan bir ikincil dünya haline gelmiş durumda." 

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Yetişkinler itaati büyümekle karıştırırlar; halbuki itaat, çocuğun en büyük ahlaksızlığıdır.” Winnicott
Dil ya da 'söz' bize en şiddetli zulmü yapar, çünkü, bütün bir sabit fikirler ordusunu karşımıza diker.
Reklam
İnsan doğanın kendi bilincine varmasıdır. Elise Reclus
"İstisnasız tüm partiler, iktidar peşinde koştukları için, mutlakiyetciligin çeşitlemeleridir"
''Eski zamanlarda kral, mübaşirini köye yolladığında, köylüler onu bir ellerinde çiçek diğer ellerinde silahla karşılarlar ve niyetinin hangi yasayı uygulamak olduğunu sorarlarmış; köyde bulduğunu mu yoksa kendi getirdiğini mi?''
Reklam
"Nietzsche'nin adı kötüye çıkmış sözcüğü ubermensch/üstüninsan aslında, anaların ve öğretmenlerin dünyaya koyuverdikleri yarı-mamul yaratık insandan, kendini şekillendirip geliştiren bir ben-sanat eseri yaratma talebidir"
“En son kral, en son papazın bağırsağında sallandırılmadıkça, dünya rahata kavuşmayacaktır."
“Yaptığı şeyden pişman olan iki defa zarar görür. Önce kınanması gereken bir arzuya, ardından da onun doğurduğu tiksintiye teslim olmuştur.”
Kitaplarla aranız iyi değilse, dünyaya karşı savunmasızsınızdır.
"Monarşik yönetimin en büyük sırrı, insanları dizginlemesi gereken korkuya din maskesi takmakta yatar. Onlar tek bir adam kibirlensin diye kanlarını ve canlarını vermeyi bir utanç değil de, en büyük onur sayarlar."
''Eğer bir insan köle olmak için doğmuşsa, onun karakterine aykırı olan özgürlük, onun için bir zorbalık olacaktır.''
Reklam
Aslına bakılırsa, dünya bizim beklentilerimize göre yaşamak zorunda değildir ve eğer "gerçeklik" herhangi bir şeye gönderme yapıyorsa, o da tam olarak bizim hayali kurgularımızın asla bütünüyle kapsayamadığı şeydir. Bütünlükler, özel olarak, her zaman için muhayyile tarafından yaratılır. Ulus- lar, toplumlar, ideolojiler, kapalı sistemler. .. bun- ların hiçbiri aslında yoktur. Gerçeklik her zaman bundan -onların var olmalarının inkar edilemez bir toplumsal güç olduğu inancına rağmen- daha karmaşıktır. Evvela, dünyayı ya da toplumu bütün- leştirici bir sistem (her unsurun ancak diğerleriyle ilişki içinde önem kazandığı bir sistem) olarak ta- nımlayan düşünce alışkanlığı, neredeyse kaçınıl- maz olarak devrimierin sarsıntılı kopuşlar olduğu görüşüne yol açmaya meyillidir. Çünkü en nihaye- tinde, bütünleştirici bir sistemi aynı türden tama- men farklı başka bir sistemle değiştirmek sarsıntılı bir kopuştan başka nasıl mümkün olabilir ki? Bu yüzden insanlık tarihi bir devrimler dizisi haline gelir: Neolitik Devrim, Sanayi Devrimi, Bilişim Dev- rimi vs.
Burada ortaya koyduğum sorun, varlıklar sıralamasında insanlığın yerini ne almalıdır sorunu değildir (—insan bir sondur) : sorun, hangi tip insanın, daha yüksek değerlidir, yaşamaya daha değerdir, geleceği daha sağlamdır diye. yetiştirilmesi -gerektiği, istenmesi gerektiği sorunudur. Bu yüksek değerli tip bundan önce de sık sık ortaya çıkmıştır: ama bir mutlu raslantı olarak, istisna olarak; hiçbir zaman da istenerek değil. Tersine, daha çok korkulmuştur ondan, şimdiye dek korkunç olanın ta kendisi olmuştur neredeyse; —ve bu korkudan dolayı da onun karşıtı olan tip istenmiş, yetiştirilmiş, elde de edilmiştir: evcil hayvan olan, sürü hayvanı olan, hasta hayvan olan insan, —Hristiyan...
"Nitekim, ulus-oluş," diye yazar Ernest Bloch, "zamanı, hatta tarihi tarihin dışına çıkarır: Mekan ve organik gıdadır o, başka bir şey değil; yeraltındaki unsurlarının günümüzün rahatsızlık verici sınıf mücadelesini yuttuğu farz edilen 'asıl kolektif'tir"