- Babana seni eskisinden daha çok seviyorum dedim. Yeminler ettim.İnanmadı.
- Yalancıya bak ! Kaltağa bak !
- İşte bunu söylemeyecektin anne. Babanı eskisinden daha çok seviyordum demeyecektin. Diyecektin ki , evet ! Tiksiniyorumdum. Kazadan sonra irinle dolu gözünden, yarısı kopmuş kaşından, iğrenç bir su sızdıran cılk yarasından, omuz başından kopan kolundan arta kalmış salkım saçak etlerden Tiksiniyordum. Gençtim, güzeldim, aşk ve sevişmeler içinde geçiriliecek çok yıllarım vardı daha. Kader babanı mahvetti diye ben de hayatımı feda edemezdim! Böyle diyecektin ki seni birazcık bari affedebileyim anne.
" Ezcümle, herkes varlığındaki boşluğu doldurmak istiyor. Dolduramadan ölüyor. Ama uğraşma boşuna, o boşluk dolmaz. Varolmanın boşluğu o ! Dolsa biz, biz olmayız. "
" Kemik kırığı ile duyulan acı birbirleriyle doğru orantılıdır. Kırığın şiddeti arttıkça acının şiddeti artar. Onur kırığı ile duyulan acı ters orantılıdır. Darbe sayısı arttıkça hissedilen acı azalır, hassasiyet tabakası kalınlaşır. Onur dumur olur."