Nezihe Meriç, cumhuriyet dönemi ilk kadın öykücümüz olarak bilinir. Aynı zamanda 1950 Kuşağı öykücüleri diye anılan yazarlarımızdan biridir. Adı en çok öykü ile yan yana gelse de roman, çocuk romanı, tiyatro, anı gibi diğer türlerde de eser vermiş ve dergicililk de yapmıştır. Yazın hayatı 1940'lardan 2000'lere uzananan verimli bir
Yazını yine keyifle okudum. O kadar lezzetli yazmışsın ki eline sağlık 😊Korsan Çıkmazı'nı bir yer olarak çok merak ettim, kapanma biter bitmez keşfe çıkayım, bulursam senin yerine de bakayım :)
Japon / Çin / Japon ..olarak devam ediyoruz ... biraz daha modern bir zaman ve kulvarda
Haruki Murakami ile tanışma zamanı ..
"Artık ne çıkarsa bahtımıza" :))
Dip not :
Ben de ilk defa okuyacağım ,çekinmeyin gelin :))
Dosya ⤵aşağıda
#118100899
Sıfır Sayı /
Romanın yayım tarihi 1971 yılı aralık ayından, kendisinin ölüm tarihi olan 1977 yılı aralık ayına kadar yaşanan altı yıl, Oğuz Atay'ın dünyasında yalnız bırakılmışlığın çöküntüsü içinde geçer. (...)
Kitaplannın çevresinde oluşan sessizlik duvarını her geçen yıl daha da kalınlaşması, onu dış çevreden iyice soyutlayıp, ürettiği metinlerle birlikte, hiçbir iletişimin, değerlendirme girişiminin olmadığı bir yalnızlık dünyasının içine sürüklüyordur.
Tutunamayanlar yayımlandığında eser, "toplumcu-gerçekçi" olmamakla, ortalık kaynıyorken siyasi meselelere değinmemekle, aklına gelen her şeyin gelişigüzel yazılmasıyla, hatta "insansız"lıkla bile eleştirilmiş. İşin kötüsü eser, anlaşılmamış, okunmamış, sıkıcı bulunmuş. Ah Oğuz Atay, insan çok üzülmeden edemiyor gerçekten. "Beni yaşarken anlamalısınız." sözün iyice yüreğe işliyor!