Hâlâ köylüyü Amerikalı bir seyyah gözüyle seyredip onda ya mistik, karanlık bir ruh veya iptidai bir hayvan gören büyük romancılarımız var. Halktan bahsediyorum diyen yabancı ve ucuz esprili hikayelerle halkı maskaraya çeviren meşhur muharrirlerimiz var. Cinsi ihtibaslardan histeriye uğramış yarım tahsili genç kızlar için yazdığı sulu romanının ciltlerine dayanarak kendisine "en çok okunan halk muharriri" sıfatını takan şımarık şarlatanlar var. Edebiyatımızla okurlar kitlesi arasındaki boşluğu bunlar mı dolduracak?