Kitap, başucu kitabım değildi. Başım kitapla geziyordu. Başımın ucuna çekebileceği cüreti kendinde görmüyordu. Ancak kitaba gidebilirdi. Hakkıydı, Cioran'ın. Fakat, artık başım kitapla gezmiyor. Çünkü yakın bir dost, Cioran'ın da deyimiyle; belirgin bir dayanak bulunca arzusuna dünyayı yerinden oynatmasa bile, çalmış kitabı.
Neyse Cioran'ın dili her ne kadar yazmaya zorlanmış yorumlarına sebebiyet veren bir üslup taşısa da, yine edilgin bir melankolik ızdırap yaşadığı söylenemez. O, alışılmışın dışındaki diliyle, etkin olmanın yetkin bir savunucusudur.