Yaşam belki
Upuzun bir sokaktır bir kadının elinde bir sepetle geçtiği
Belki yaşam
Bir adamın kendini bir dala asarken kullandığı iptir
Okuldan dönen bir çocuktur belki yaşam
Mantık merkezli insanlar için aşk bir cehennemdir sezgi merkezli insanlar için ise aşk bir cennettir. Kalp aşkla dolup taşınca yeni dünyalar keşfedilir.Bu dünyalarda yöntem denilen şey geçersizdir.Aşk şiirseldir,o yüzden düz yazıyla açıklanamaz fakat şiirler de onu açıklamaktan acizdir.Aşkın gizemini açıklamak için çok şey söylenebilir,fakat bu gizemi yaşayana kadar tüm sözler anlamsızdır . Aşk gizemini yaşamaya başladığında sözler ve gözler anlam kazanmaya başlar . Aslında sözler fazla işe yaramaz ama aşk gizemine dalmak için ipuçları verebilir,onlar işe yarar.Onları takip ederek aşk gizeminin içine dalabilirsin ve onu yaşayabilirsin
Demiş Akif Manaf
Bir kitabın beğenilmesinde kişisel zevkler, hayat görüşü vs. ve daha bir sürü şey bu alanı tehdit ediyor. Tehdit dedim çünkü; fikir alış-verişinde (aslında bunu başka türlü yazacaktım vazgeçtim) bulunanlar genelde çoğu zaman anlaşmazlığa düşerler. İnsan aslında daha ilk başta anlaşamayan bir varlık olmuştur. Kabil'in Habil'i öldürmesi
İntiharın günah olduğunu biliyorum. Ama mutsuz olmakta büyük bir günahtır. Mutsuzken başkalarını incitirsiniz. Bu günah değil midir? Başkalarını incitmek günah değil midir? Aileni incitiyorsun Arkadaşlarını. Kendini. Bu bir günah değil mi? Seni incitirsem, bu günah olmuyor da… Kendimi öldürürsem mi büyük günah işliyorum? Allah öyle merhametlidir ki yarattığı hiçbir şeyin acı çektiğini görmek istemez
"Dört yüz sayfalık bir kitabın topu topu üç sayfasını normal bir okuyucudan bin kez daha dikkatli okumamız, hepsini okuyan, ama bir tek sayfasını bile dikkatle okumayandan daha iyidir, dedi.Bir kitabın on iki satırını en yüksek yoğunlukla okumak ve böylece, söylenebileceği üzere, bütünün içine girmek, normal bir okuyucu gibi kitabı okumamızdan daha iyidir, o, sonunda olduğu kitabı tıpkı bir uçak yolcusunun üzerinden uçtuğu manzarayı tanıyacağı gibi az bilir.O, çevreyi bile göremez.İşte bugün herkes her şeyi uçarken okuyor, her şeyi okuyorlar, ama hiçbir şeyi bilmiyorlar."
en iyi yayınevlerini sıralarken çeviri, fiyat, editörlük, dizgi, baskı, ulaşılabilirlik, kitap seçimi gibi faktörlerden sadece birini alıp "en iyi" sıfatını bunun üzerine kurgulamak haksızlık olur.
benim naçizane değerlendirmelerim şu şekilde: (sayılar sıralama amacıyla değil okurken kolaylık olsun diye. yanlış anlaşılmasın)
1-
Şimdiye dek yanıtlanamayan ve benim de kadın ruhu üzerinde 30 yıldır yaptığım çalışmalarıma karşın henüz yanıtlayamadığım büyük soru şu: Kadın ne ister?