Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

H T

H T
@HHDDSS
Zamandan ve mekandan bağımsız
10 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Şok ve yeni yeni başlayan acı adamı kısmen ayıltmaya başlamıştı
Sayfa 160
Reklam
Ertoğrul zamanında Baba İlyas divâne vardı. Ruma Ertoğrulle bile gelmişlerdi ve Koçum Seydi vardı. Baba İlyasın Halifesi idi bunların kerametleri zahir olmuş duaları makbul azizlerdi. Osman Gazi zamanında. Ulemadan Tursun Fakih vardı ve fukaradan Baba Muhlis ve Osman Gazinin kayın atası Edebâlî vardı, bunlar duaları makbul azizlerdi. (Âşık Paşa Zade Tarihi Sf. 199).
Tasvir müthiş
... ve bilek damarlarını kesen bir adamın kan fışkırdıkça gömüldüğü garip gevşeme ve rahatlığa benzeyen bir duygudan...
Sayfa 199

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Manevi hayatımızda bizim pek de haberimiz olmadan birtakım olaylar gerçekleşiyor. İnsan ruhları arasında aklın pek de karışmadığı bazı yakınlık var
Sayfa 118 - Olimpos
Savaş meydanlarında bağırsaklarını avuçlayarak ölenleri , apartman kapılarının önüne bırakılan çöp tenekelerini karıştırıp gıda arayanları , aynı gecede ikinci aşığını pencereden içeri almaya çalışanları gördüğü halde güzelliğini ve sadeliğini koruyabilen.
Sayfa 105 - Olimpos
Reklam
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel Zalim kaderin yumruklarına, oklarına Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o
Loş sofada gözlerinin kırmızılığı ve yüzünün solgunluğu pek belli olmuyor , sadece biraz SÜZGÜN duruyordu.
Olimpos
Her şeyden ; düşünceden , öz eleştiriden kaçmayı alışkanlık edinmişti.
Sayfa 217 - Olimpos
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
Gönül sende, göz yolda kaldı; Ne postacı semtime uğrar, Ne turnalar selâm getirir, Vefasız çıktın Beşiktaşlım. Katlanmaksa katlanıyorum, Kimselere belli etmeden. İyi kötü bir iş tutmuşum; Acısı tatlısı hepsi bir, Ha Ankara, ha Çemişkezek; Senden uzak olduktan sonra. Nerde olsa yaşıyor insan; Nerde olsa bir gün ölmek var. Sen ilk aşkım, ilk göz ağrımsın; Dünyalara değişmem seni, Keyfimden uçtuğum oluyor, Rüyama girdiğin geceler. Bayram sabahı bile olsa, Sensiz doğan günü neyleyim!