Kitapta, tuhaf isimleri olan 15 karakter var. Bu tuhaf isimlerin, çoğu ülkemizde olan nehir isimleri olduğunu ilerleyen sayfalarda anlıyoruz. Bu kişiler, yaşadıkları travmatik olaylar sonucu tuhaf bir kasabada yaşamaya başlıyorlar. Daha sonra, romanın ana karakteri Sahra da, bu kasabaya yerleşiyor ve buradakilerin yaşam öykülerini öğrenmeye, onlarla iletişim kurmaya çalışıyor. Akşamları toplanıp onlara masallar anlatıyor. Bu masallarla onların davranış ve düşünce kalıplarını değiştirmeye, tek tipleştirmeye çalışıyor.
Bir gün hepsi bir yerde buluşuyorlar ve sonrasında görülmemiş bir yağmur başlıyor. Günler süren yağmur ve seller bazı evleri yıkıyor. Bu arada bir cinayet işleniyor. Sakinleri, kasabanın en sağlam evinde toplanmak zorunda kalıyorlar ve yavaş yavaş uyanış gerçekleşiyor. Kasabada bulunan hiç bir yere çıkmayan bir merdivenle, hepsinin yaşamındaki travmaların bağlantısı olması nedeniyle, önce toplu olarak merdiveni yıkıyorlar, sonra da bir masada el ele tutuşup, suların üstlerini örtmesine izin veriyorlar.
Ama roman burada bitmiyor. Bir de tüm bu tuhaflıkları açıklayan son bölüm var ki, bitirdiğinizde şaşkınlık içinde "gerçekten mükemmeldi" diyerek derin bir nefes alıyorsunuz.
KUR YAPMAYA VAKTİ YOKTUR, HEMEN TECAVÜZ ETMELİDİR.
Kadına şiddetin bu kadar abartılı bir durumunu okumamıştım daha önce. O nasıl iğrenç bir tecavüz etme şekli, o nasıl kabus gibi bir cinayettir. Sonrasında ise yüksek yoğunluklu, dehşetli, film gibi bir intikam gelir, yüreğinizi soğutur.
Kadınlara bu travmaları yaşatan iblisler, umarım siz de aynısını yaşarsınız. Okurken tüylerim diken diken oldu. Yazar ne yaşamış olabilir ki, böyle bir kitap yazabildi dedim. İncelememi yazmaya başlayınca, üzerime sıçrayan kötülükten kelimelerimi kaybettim. Siz okumayın, hayat size güllük gülistanlık kalsın.
Kimseye anlatamazdı, çünkü başkalarına anlatılan olayların ve kişilerin, insan ve zaman üzerindeki etkisi azalır, unutulur giderdi. Oysa ikinci eşi, unutulmaması gereken tek kişiydi; keşke ölümü hak etmeseydi.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, kitabı gündeme gelmeden önce satın almış, okunma sırasına koymuştum. Gündemde olduğu için değil sırası geldiği için okudum. Pedofili ifadeleri iddiasıyla linç etme kampanyasını kesinlikle doğru bulmuyorum. Dikkatle ve bu gözle okuduğum halde, pedofiliyi övücü, özendirici bir ifade olmadığı gibi, tam tersine tiksindirici şekilde, buna maruz kalanın tüm hayatını etkileyecek bir travma olayına dönüşmesi anlatılıyor. Son derece nitelikli, düşgücü yüksek, kaliteli bir kitap. Çok beğendim.