Bu kitabı ilk kez üniversitedeyken okumaya çalışmıştım. O dönem de tanıştığım bir arkadaş bu kitabı önerirken "Benim fikirlerimi ve bakış açımı öğrenmek istiyorsan bu kitabı okumalısın" demişti. O dönemde okumaya çalıştım ama devamını getiremeden yarım bırakmıştım. Türü felsefe olan kitaplara karşı her zaman bir ön yargım var ve bunu yıkmakta zorlanıyorum. Bu sefer okumaya çalıştığım da kitabı bırakmamak için fazla direndim. Kitapta geçen bazı konulara katılsam da bir insanın fikirlerinin temelini oluşturacak kadar önemli bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Kitabı okurken bazı konuları sorguluyor ve bu konular üzerinde düşünüyorsunuz. Ben olay ağırlıklı kitapları daha çok sevdiğim için bu kitap bana pek hitap etmedi. Felsefe türünü seven, okurken düşünmeyi isteyen okurlar için önerebilirim.
Her sevinç, her şeyin sonrasızlığını ister, bal ister, tortu ister esrik gece yarısı ister, mezar ister, mezar gözyaşlarının avuntusunu ister, yaldızlı akşam kızıllığı ister.
Güçlü sözlere, göstermelik erdemlere, parlak, düzmece eylemlere bürünmüş bu şaşılar, bu ağarmış kurt yenikleri, sonunda kendilerine karşı da yapmacıklaşırlar.
Ey yüksek insanlar, alt edin küçük erdemleri, küçük kurnazlıkları, kılı kırk yaran özenmeyi, karınca gösterişini, acınası rahat düşkünlüğünü, "en büyük çoğunluğun mutluluğunu!"