İşte biz müslümanlar için en güzel örnek, en güzel ölçü, Efendimiz aleyhisselamın mübarek hayatı ve mücadelesidir. Farz edelim ki Hz. Peygamber' in Bedir Savaşi' nı yaptığı gün o civarda develerini güden bir çobanız. Efendimiz aleyhisselatu vesselam ile Ebu Cehil taraftarları Bedir kuyuları yakınında savaşa tutuşmak üzereler. ''Şöyle yüksek bir tepeye çıkayım da yaşanan savaşı seyredeyim'' denirse inkarcılar zümresinden olunur. ''Ya Rabbi, bunlardan hangisi haklı ise ona yardım et!'' diye denirse yine inkarcılar zümresinden olunur. Çünkü insan bu dünyaya sadece hangisi haklı, hangisi haksız bilmek için gelmemiştir.
''Ya Rabbi, Peygamberin Hz. Muhammed (s.a.v)' e yardım et, onu muzaffer kıl!'' diye dua edilirse bu seferde günahkar bir fasık olunur. Çünkü o an dua etme zamanı değil, eyleme geçme anıdır.
Hakiki bir müminin yapacağı ise şudur: Olaydan haberdar olur olmaz, yerinden öyle bir fırlayışla atılır ki savaş alanına kadar birkaç kez yüzüstü yere kapaklanır. Eline ne geçerse, ne bulursa onunla savaşa katılır.