Bütün günler yenileşir her bekleyişte
Ve bütün dünler, bütün geçmişler
Kapını açarsın ki bir de, hiç kimseler yok
Çaresiz, benim sana gelişim de hep böyle.
Seni günlere böldüm, seni aylara
Daha yıllara, yüz yıllara böleceğim
Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla
Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi
Minesi çatlamış bir diş gibi durduracağım karşında.
...
...Rize’den çay getiren bir kamyon
Zigana dağlarını yanladı fiyakayla
Zigana dağlarının uzak gölgesi
Aktı bir su gibi kursağına
Ve şoför Sahil bir otobüsü daha solladı
Yaktı bir cıgara daha
Meğer ki öksürüğü İstanbul’dan duyula
Ufacık bir gecekondudan
Bir kadın tarafından, adı Zeynep de olabilir Nazlı da
Ama ne bilsin ki kadın
Bafra dolaylarından geçerken uçacağını
Kızılırmağa Salihin
Evladım, daha yirmi iki yaşında
Uyur şimdi bütün uykularını
Kamyonda uyur gibi
Gözleri açık uyur Kızılırmağın suyunda.
Dün akşam evinin önünden geçtim
İçim hem kimsesizdi hem kalabalık
Bu demektir ki sevgisiz düşünemiyorum sevdayı
Bana söz ver yarın akşam
Göze al her şeyi yeni baştan konuşmayı.