Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Halime

Halime
@Halime111
İstanbul|Bursa
32 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Ben de gördükçe, gezdikçe not tutarım ama keşke daha çok yazsaydım... Mevcut olan bile bana az gelir. İnsan hafızasına güven olmaz, süratle unutuyoruz. Biz seyahat özelinde bu eksikliğimizin farkında değiliz. Daha çok seyahat etmek, daha çok görmek ve daha çok yazmak bir hedef olmalı. Şuursuz seyahat edilmez. Günümüzden seyahat eden kişilere bakıyorum; müthiş bir süratle, ne gördüklerinin farkına bile varmadan, şuursuzca dünya turu yapıyor. İnsanoğlunun kısa zaman içinde değişik iklimlere, değişik mutfaklara intibak etmesi kolay değildir.
Reklam
Seyahatleriniz ilkeler doğrultusunda olmalı. Çevrenizi kirletmemeye gayret etmelisiniz. Sizden önce binlerce yıldır duran varlığı tüketmemelisiniz. Doğayı tahrip ettiğini, zarar verdiğini anladığınız otellere gitmemeli, doğaya saygısız turlara katılmamalısınız.
Çevreyle ilişki kurmak, evet, bir sanattır. Etrafa bakmak bir sanattır; hayattaki incelikler buradan doğar. İnsanlar buralarda fark yaratır. Etrafına bakmayı bilen insanların şehirleri de ona göre olur. Mesela bu insanlar şehirlerinin siluetini bozmazlar. Etrafına bakmayı bilen insanlar ırmağın akışıyla, rüzgârın esişiyle oynamazlar; şehirlerini de kendilerini de coğrafyayla, tabiatla uyumlu kılarlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Forum Latince bir kelimedir. Agora'nın Latin muadilidir. Bütün münakaşaların, bütün zanaatların, bütün hayatın devam ettiği, tezahür ettiği bir şehir meydanıdır.
Aşk şüphesiz mutluluk getirir. Ama unutulmamalıdır ki sıkıntı da getirir. Aşk dediğin bir tutkudur, zamanın sildiği bir tutku. İlk günkü gibi kalanı, devam edeni çok azdır. Devam eden aşk piyango gibidir, nadir insanlara isabet eder.
Reklam
Dünyaya mutlu bakmak, mutlu olmak insanların hakkı ve görevidir. Hayata iyi bakacaksınız, her zaman bir çıkar yol araştıracaksınız, olayları iyi yönünden görmeye çalışacaksınız. Bu "eleştirilerinizi yapmayın, itirazdan kaçın" anlamına gelmez ama sağlıklı düşünmek için iyimserlik gerekir.
Düşüncenin serpilip gelişmesi için farklılıklar gerekir. Sadece düşünüş, söylem farklılıklarından bahsetmiyorum. Farklı ortamlar da gerekir. Kişi kendini farklı ortamlarda test ettikçe, sınandıkça, farklı ortamlara intibak ettikçe, farklı ortamlarda muvaffak oldukça entelektüel açıdan güçlenir.
Seneca yaşmın kısa olduğunu söylemez, olayların rüzgarına veya kötü alışkanlıklara kapılanların, yaşamaktan korkanların ve geçmişe takılanların onu kısalttığını söyler. İyi değerlendirirseniz yaşam da uzundur.
İnsan şunu kesinlikle yapar; "Mazide yanlış yürüdüm," der. "Şunları yapabilirdim, yapamadım; yapsam daha iyi olurdu," der. Geçmişe takılıp kalmak bizim değişmez huyumuzdur. Bunu düşünmeden yapabilen bir insan olduğunu sanmıyorum ama buna takılmadan da yaşanabilir. İyi-kötü plan yapar insanlar; geçmişe takılmamanın bir yolu budur. Bu planlamaların bazıları çok kısırdır, yavandır; bu tamamen düşünme kapasitesine bağlıdır. Ama bazıları da her işi teferruatlarıyla düşünür, işlerin sarpa sarabileceği noktalarda önlemlerini alır ve bunları hayata geçirir.
"İnsan kendi talihinin mimarıdır." Bu lafın da eksik kaldığı bazı anlar bulunur. Bazen hayatta sizin dışınızda unsurlar söz sahibi olur. Doğru zamanda doğru yerde olmak, geleni görmek lazım. Bazen durduğun yeri, aslında neyle karşılacağını kendini ne kadar eğitsen de göremezsin. Hayata bu da dahildir.
Reklam
Her çağı farklı kılan yönler vardır. Çok açık ki didiplin, çalışma biçimi ya da zaman kavrayışı döneme göre değişir. Sizlerin, özellikle de genç yaşta olanların çağlardan beri değişmeyen unsurlara odaklanması beklenir. Yalnız kalma becerisi konsantrasyon ve bu sayede düşünüp üretebilme becerisi.
"Kişinin duraklamadan, saçmalamadan, olayları ve yapacağı işleri birbirine karıştırmadan düzenli bir şekilde enerjik ve tez canlı olarak gününü doldurması önemlidir. Bu, verimdir. İyi bir zaman mühendisliği ile mümkündür."
"Bir yol tıkalıysa diğerinden gidersiniz, o da yoksa üçüncü yolu siz yaratırsınız. Bu, bütün hayatınız için geçerlidir. Ancak bir defa geçtiğiniz yoldan bir daha geri dönmeyeceksiniz. Çünkü lüzumsuz geri dönüş başarısızlıktır, tekrara düşmektir, ufku kapatmaktır."
Çıtayı düşürmemek... Bugün birinci ödevimiz bu. Mutluluğu talep ederken de, onu görev bilirken de, kendinizi inşa ederken de, hayatın ölçüsünü ararken de... Aksi takdirde "düşük beklentiler hapisanesi"nden kurtulamayız.
Nedir sonsuzdan bir önceki sayının adı diyelim sonsuz eksi bir sonsuz eksi bir hayatın adıdır bu
Durma kendini hatırlat Durma göğe bakalım
Reklam
Eğer hayat denilen şey anlamsız bir bela ise ki bu konuda şüphem yok öyleyse nasıl oluyor da ben yaşıyorum, yaşadım ve tüm insanlık yaşadı, bu nasıl oluyor da mümkün oluyor? Yaşamamak elindeyse o zaman neden yaşıyorsun?
Kötüler her zaman kazanır
"Ahlaken iyi olma isteğimi kelimelere boşalttığımda kapılar yüzüme kapanıyor, alay ediliyor ve küçümseniyordum. Kendimi olumsuz ve kötümser düşüncelere teslim ettikçe de alkışlanıyor ve omuzlarda yürüyordum."
Yerküre'nin kendisine hiçbir şey olmayacağı muhakkak ve bin yıl, bir milyon yıl sonra da aynen kalacak. Sorun, ana sorun, başlıca sorun-bir bakıma tek sorun- biz burda olacak mıyız?
Geceleyin göğe baktığımızda, uzaklarda gördüğümüz solgun bir ışık noktasında belki de bizden değişik birileri bir yıldıza bakıyor.
Sayfa 316 - Altın KitaplarKitabı okudu