Haney

Fakire zincir vuran ve zenginin gücüne güç katan, doğal özgürlüğü geri dönülemeyecek biçimde yok eden, mülkiyet ve eşitsizlik kanunlarını ebediyen sabitleyen, zekice yapılmış gaspları değiştirilemez haklara dönüştüren, birkaç hırslı bireyin yararına insanoğlunu aralıksız çalışmaya, köleliğe ve perişanlığa sürükleyen toplum ve kanunun doğuşuydu.
Sayfa 91 - Fa Yayınları
Reklam
Özgürlükten köleliğe
İnsanlar kaba saba kulübeleriyle yetindikleri, hayvan derisinden yapılmış ve birbirine dikenler ve balık kemikleri ile tutturulmuş giysilerinden tatmin oldukları, tüy ve deniz kabuklarından süsledikleri, vücutlarını farklı renklere boyadıkları, yay ve oklarını geliştirdikleri, keskin taşlar kullanarak kayık yaptıkları, basit müzik aletleri yaptıkları, kısaca tek bir insanın yapabileceği işler üstlendikleri ve birçok kişinin ortaklaşa çalışmasını gerektirmeyen zanaatlarda bulundukları sürece; yapılan el verdiği ölçüde, karşılıklı ve bağımsız ilişkiden keyif almayı sürdürdükçe özgür, dürüst ve mutlu hayatlar yaşadılar. Fakat insan, bir diğerinin yardımına koşmaya başladıktan; her bireye, iki kişilik erzak sağlamaya avantajı geldikten sonra; eşitlik ortadan kalktı, mülk kavramı ortaya çıktı, çalışma kaçınılmaz oldu, alın teriyle ıslanan engin ormanlar kölelik ve sefaletin ekinlerle birlikte filizlenip büyüdüğü tarlalara dönüştü.
Sayfa 85 - Fa Yayınları
İnsan sosyal oldukça ve köleye dönüştükçe zayıflar, ürkek ve teslimiyetçi olur. Kibar hayat tarzı, gücünü ve cesaretini azaltır.
Sayfa 41 - Fa Yayınları

Reader Follow Recommendations

See All
Doğum yerimi tercih etme hakkı tanınmış olsaydı, insan becerilerinin sınırları ölçüsünde, diğer bir deyişle iyi idare edilebildiği seviyede gelişmiş bir toplumu seçerdim. Ki böyle bir toplumda her insan kendi mesleğiyle eşdeğer olurdu, hiç kimse kendi yapması gereken işi başkasının omuzlarına yüklemezdi. Öyle bir devlet ki her birey bir diğerini çok iyi tanıyor olurdu, ne ahlaksızlık dolapları ne de faziletin alçakgönüllülüğü gözden kaçardı; kişilerin birbirini görme ve tanıma adeti, ülke sevgisini toprak sevgisinden ziyade vatandaş sevgisine dönüştürürdü.
Sayfa 10 - Fa Yayınları
Kim ne derse desin, belirtileri insanı hiç yanıltmayan, şaşırtıcı bir çekim gücü vardır insanlar arasında. Seven adamın sesinin tınısı, bakışları, tutkulu hareketleri belki taklit edilebilir; usta bir oyuncu genç bir kızı aldatabilir; ama başarılı olması için meydanın boş olması gerekmez mi?
Sayfa 127 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Reklam
Reklam
203 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.