Bir kırgınlık var yüreğimde, sanki dört mevsimim sonbaharda takılı kalmış gibi.
Her duyguyu bir bir yitirmişimde hüznüm kalmış gibi.
Sımsıkı sarılmışım hüznüme.
Hüzün değil midir, şairin duygu yüklü bulutlarını damla damla kağıda aktaran? Karanlık bulutların arasında bir münzeviyim ben.
Belki bir çiçeğe değer damlalarım da can olurum ona diye yazıyorum. Eğer bir gün dokunabilirsem kalbine bir çiçeğin, hayatına katarsam bir güzellik. Gelir belki benim diyarıma da şenlik,
Yaşarım tekrar en güzel baharları.
"Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum.
Hep gittiler. Yapayalnız. Çıt yok. Odaya şimdiye kadar hiç tanımadığım bir yabancı bir akşam giriyor. Gittikçe artan karanlık, iki parça eşyayı da benden uzaklaştırıyor ve beni daha yalnız bırakıyor.
Öyle bir yaşta idim öyle bir mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki, yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Yalana her şey isyan etmelidir.