Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?
Oblomov çok uzun olmasına rağmen bir solukta, hiç sıkılmadan okuduğum bir kitap oldu. Zaman zaman oblomov olduğumu düşünüp onu anlasam da zaman zaman da bu kadar da değil diyerek kızdım. Oblomov gibi iyi birini tanıdığım için duyduğum mutluluk onun hayatının aldığı şekille hüzünlendi.
Bir soylu Oblomov, Oblomovka köyünün sahibi. Bu köyde hiç bir şey yapmadan büyümüş. Öyle ki ayakkabılarını bile Zahar giydirmiş. Oblomovka'daki yaşantısını tüm hayatına uyarlamış. Köyde yolunda gitmeyen işler için bile köye gidip bakmıyor. Bir hayat amacı bulamadan, işsiz, güçsüz, çabasız yaşamış. Ama güzel kalbini hep korumuş. Aşık olduğu Olga'yı bile bu sebeplerden (okuduğumda beni çok etkileyen bir mektupla) terk etmiş.
Oblomov kendini gerçekleştiremeyen biri. Sürekli plan yapar, hayal kurar ama bunları gerçekleştiremez.
Yazar sık sık doğu batı karşılaştırması yapar. Çok sevdiği, onun için çok çaba gösteren arkadaşı Ştols onun tam tersi karakterdedir. O batıyı, Oblomov ise doğuyu temsil eder. Ştols'un azmi, yaşam sevinci Olga'yı da kazanmasına neden olur. Oblomov'u da bu hayattan kurtarmak için elinden geleni yapar Ştols ama Oblomov, Oblomovka benzeri bir yerde, o uyuşuklukla hayatını tamamlar.
Oğuz Atay'ı etkileyen, tutunamayanlarda izleri hissedilen, Tolstoy'un defalarca okuduğum dediği kitap elbette beni de çok etkiledi.
Hepimizin hayatına ışık tutması dileğimle iyi okumalar..
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,6bin okunma