'bayram, yeni elbiseler giyenlerin değil asıl bayram amelini artıranlarındır. bayram, elbise ve binekleri güzelleştirenlerin değil asıl bayram, günahlarını bağışlatanlarındır.'
Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan umuttan sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu?
Bir güz düşünün ki Ömür Hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?
câbir bin semûre radıyallâhu anh'dan, dedi ki:
“Allah resûlü sallallâhû aleyhi ve sellem'i mehtablı bir gecede üzerinde kırmızı bir hulle olduğu hâlde gördüm. bir o'na bir de ay'a baktım. gözlerimde o, bana ay'dan daha güzel göründü..