Geçmiş ve gelecek arasında duygusal bir köprü kuran bu eser, beni çocukluğuma götürdü.Gerek dil gerek kurgu açısından önemli bir merhaleye gelen yazar, eser boyunca sizi sıkmadan yol göstermektedir.Köy hayatının nostaljik kokusunu size hatırlatan yazar, çok derin bir konuya parmak basıyor.Sürgün Gelin, içimizdeki çocuğu öldürmeyen bir kesime umut ışığı veriyor.Romantik bir anlayışla ilerleyen eser, duygusal iniş çıkışlar ile yüreğimizi diri tutuyor.Diger yandan içindeki melodram ile okuyucuya popülist bir eser olmadığını fısıldıyor.Yine yüreğinize geçirilmiş dikenli bir tel gibi acı ve hüznü birlikte işliyor.Türk köylüsünü gerçekçi bir anlayışla ele alan eser, geçmişin koridorlarında umuda yeni bir yelken açıyor.Ayrica dönemin dil özelliklerini, Kastamonu ağzini, köye ait deyim ve atasözlerini bazen imgelerle bazen sade Türkçe ile dile getiren yazar, akıp giden bir dil anlayışı ile kimi zaman Ömer Seyfettin'i kimi zaman kimi zaman Sait Faik' i anımsatıyor.Toplumun en kritik noktalarını pervasızca dile getiren yazar, kimseye sözcülük etmemektedir.Yazarin diğer eserleri içinde de farklı bir konumda olan bu eseri, umarım edebiyat dünyasından beklenen ilgiyi görür.Çok yakın dostum olan değerli Mümtaz Hocam' a Türk kültürünü yaşatma arzusu ile yazmış olduğu bu eser için çok teşekkür ediyorum.
Sürgün GelinMümtaz Tiftik · Dorlion Yayınevi · 20230 okunma
Gerçek ve kurmaca dünyanın sınırları arasında dolanan bir düş görücüdür Uzun İhsan. Romanlar onun düşünün ürünüdür. Onunla Puslu Kıtalar Atlası’nın girişinde tanışırız: “Uzun boyundan ötürü ona Uzun İhsan Efendi derlerdi ... Arap İhsan yeğenine uzun uzun baktı: Yumuşacık kuştüyü döşeklerde yatan bu adam sözümona Frenk kâşiflerine özenip bir
Oblomov’un önsözde geçen: “Toplumsal bir kaderin Oblomov’u içine düşürdüğü bu kaçınılmaz uyuşmayı rastgele bir tembellikle karıştırmamak gerekir. Tembel, işten kaçan ve işsizlikte mutluluğu bulan adamdır. Oblomov’sa hiçbir zaman işe giremeyen, işsizlikten de zevk alamayan bir adamdır.” cümlesi pek çok okurun dikkatini çeker.Oblomov, gerek yetiştirildiği çevre, gerekse iç dünyasının derinliğiyle dünyaya adapte olamayan ama kendi dünyasında da mutsuz olduğunun farkında olan adamdır.Oblov bunu değiştirecek gücü kendinde bulamaz, ne zaman bulduğunu düşünse bir şeyler olur ve emelleri gerçekleşmez. “Oblomov’un Rüyası” olarak bir dergide basıldıktan sonra kitap haline gelen kitap Okurlara tek bir soru yöneltme şansım olsa; “Oblomov bütün okuduklarımızı rüyasında mı gördü?” demek isterdim.
Belki de bu yüzden Gonçarov’a arkadaşları “tembel adam” (çelovek de-Len) lakabını takmışlardı” diyor. Oblomov belki de yazarın gerçek dünyasından kesitler taşıyor.
İvan Gonçarov da “Oblomov”da Rusya’da toprak köleliğinin tarih olmak üzere olduğu bir dönemde, bir Rus derebeyi üzerinden mevcut krizi sorunsallaştır.
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139.3k okunma
Edebî eserlerde çok önemli bir fonksiyon üstlenen ve eserin diğer unsurlarını çevresinde toplayan olay zincirinin şekli, başlangıç ve bitiş noktasının diğer vak’a zincirleri ile olan ilişkisi, büyük ölçüde bakış açısı ile ilintilidir. “Bakış açısı anlatma esasına bağlı metinlerde vak’a zincirinin ve bu zincirin meydana gelmesinde kullanılan mekân, zaman ve şahıs kadrosu gibi unsurların kim tarafından görüldüğü, idrak edildiği ve kim tarafından kime nakledilmekte olduğu sorularına verilen cevaptan başka bir şey değildir.” (Boynukara, 1997: 14) Olay örgüsünü oluşturan kahramanların yaratılışı ve tanıtılması, vak’a zincirinin meydana geldiği mekânların tasviri, belirlenen bakış açısı ile okuyucuya aktarılır.
İntibah romanı, her şeyi bilen ilahi/hâkim bakış açısına sahip yazar anlatıcı ile kaleme alınır. Olayların dışında durarak, fiilen olaylar içerisinde yer almayan anlatıcı, gören konumunda yer alır. Olayları belirli bir uzaklıkta takip eden üçüncü tekil şahıs anlatıcı, okuyucunun eserle baş başa kalmasını sağlar. “Hâkim anlatıcı, olayları üstten izleyerek özellikle başkişinin ve çevresindeki kişilerin düşüncelerini ve duygu dünyalarını açıklar. Üçüncü tekil şahıs tarafından aktarılan olay örgüsünde okur, olayların
İntibahNamık Kemal · Can Yayınları · 202139.4k okunma
Ahmet Celal, bir aydın olarak köylülere vatanın içinde bulunduğu durumu; İstanbul’un ve Anadolu’nun pek çok şehrinin düşman işgali altında olduğunu, işgal edilen topraklarda halkın zulme uğradığını anlatır. Onlara düşmanın gittikçe yaklaştığını, kendilerinin de büyük bir felaketle karşı karşıya olduğunu söyler. Anadolu’da düşmana karşı vatanı