Tuğba Kangal

Tuğba Kangal
@Hayatiklimindebiran
İlköğretim Matematik Öğretmeni
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi
Gebze, Kocaeli
14 August 2000
4 reader point
Joined on January 2021
Müslümanlar; süregelen gidişata müdahale etmedikçe kendilerine en aykırı düzenler içinde bile Müslüman olarak yaşayabilirler; Marksist bir toplum düzeni içinde bile... Nitekim bu gerçeği kavramaya başlamış olan Marksistler, kendi düzenleri için birer yurttaş olarak yaşayan çeşitli din mensuplarına göz yumabilmektedirler. Fakat mesele bir “yaşama tarzı” biçiminde ele alınırsa, aynı ölçüde müsamahakâr davranacaklarını farz etmek mümkün mü?
Reklam
1977 yılında bir bakanın gazetelere intikal etmiş bir demeci vardı. Sayın Bakan buyuruyordu ki “AET’ye (Ortak Pazar) girmek , bizi Müslümanlıktan çıkarmaz.” Elbette çıkarmaz. Yalnız AET’ye girmek mi? Ülke fiilen işgal altına alınsa, bu da kimseyi Müslümanlığından etmez. Yalnız işgal altına alınmak mı? Savaş esiri olarak ülkenden çıkarılman ve
Günümüzde anlaşılması güç olan hususlardan biri de, İslam dışı toplum düzeni içinde yaşandığı gerçeğini vurgularken ortaya çıkıyor. Bu iddiaya karşı öteden beri hep aynı defi ileri sürülür ve denir ki; camiler açıktır, isteyen orucunu tutuyor, zekatını veriyor, hacca gidiyor; bütün bunların yapılmasına müsaade ediliyor: öyleyse İslam’ın şartlarını yerine getirme hususunda daha ne isterim? Bunları yapmaktan kimse beni yasaklamıyor. Oysa bütün bunları mesela Amerikan toplumunda da yerine getirmek mümkündür. Bütün bu şartları ihlasla yerine getirmenin bizi Müslüman kılacağı kuşkusuz bir gerçek olsa bile, bu gerçek ancak ve yalnız tekil Müslümanların zuhur etmiş olacağı , oysa sorunun bunun üstünde ve dışında olduğu nasıl açıklanmalı?