BİR HAYALİN ARDINDA
Ölüm, hayat olmadan bir hiçti. Bir ahenk, ölümü tıpkı Suya atılan taş gibi hayatın üzerine atıyor, ölüm seke seke onun üzerinde ilerliyordu. Ne hayatın içine karışacak seviyede onunla temas kuruyor ne de hızını kaybediyordu. O küçük dokunuşla bile ölüm hayattan çok şeyi alıp götürüyordu.
Yok edici bir hastalığın pençesine düşünceye, ölüm güneş fevkaladeliği ile parlak ve apaçık ortaya çıkıncaya dek ona kimse inanmıyordu. Ölüm, namını çok duyduğumuz ama yüzünü bir türlü görmediğimiz ünlü mafya babaları gibi birden çıkıvermişti yaşamın karşısına.
Sümeyra ve Burak.. İki birbirine aşık ve nişanlı gençler.. Ve yarım kalan hikayeleri. Yaşayabildikleri kadar yaşadılar hayallerini ve sonra ölümün soğuk yüzü ile tanıştı Sümeyra, Burak ise ayrılığın acısını tattı.
Almanya’da yaşayan aynı mahallede yıllarca bırbırınden habersiz büyüyen ve bir kafede tevafuk tanışan, başarılı okul hayatları olan, gezmeyi seven iki sevdalı.. Burak’ın efsane betimlemeleriyle “ölüm sen ne yaman şeymişsin” deyip durdum. Burak anlattıkça gezdikleri her yeri bende gezdim.. Ve sümeyra, Burak için hayallerde ve hatıralarda kalacak ardından bakacaktı.. Buruk bir hikaye.
Yazar kelimeleri adeta dans ettiriyor. Hani çayın yanında kış gecelerinde okutur türden. Severek okudum.
Her insan haftada bi kez mezarlığa gitmeliydi ya da uzaktan bakarken daha dikkatli bakması gerekiyor.
Onlarda bi zamanlar bizim gibi bi yerlerlere yetişmeye çalışıyordu yetişemem korkusuna kapılıp, tamamlamam gereken işlerim var düşüncesiyle uyuyor uyanıyorlardı, sevdikleri insanlara bilmeden dokunuyorlardı söz kez olduğunu bilmeden… yarın görürüm nasılsa deyip küs uyuyan binlerce insan yarına sağ çıkamamıştır.
Mezarlıklar bana fani oluşumu ve her an gidebilirim düşüncesini hep hatırlatıyor madem öyle bu hengâme neden bu telaş üzüntüler madem hepsi geçici neden bir hiç için bunca gürültü?
Tokat daha mı sert olmalıydı.
Bir gün ömer hutbe okuyordu hutbe sırasında pervasızca be tam bir küstahlıkla açıkca şöyle dedi "Peygamber zamanında iki(muta) lezzet vardı ben bu ikisini yasaklıyorum .Kim bu ikisini yaparsa cezalandıracagım .Birisi hac mutası (temettü haccı) digeri ise kadın mutası(geçici evlilik)"
Temettü haccı şu şekildedir
Şahış üç ayların birinde (şevval.zilkada.zilhicce) mikatta umre niyeti ile ihrama girer daha sonrada mekkeye giterek Kabe yi tavaf eder daha sonra Safa ile Merve arsinda say yaparsonra taksir yaparak ihramdan çıkar.