Zeze adındaki küçük bir çocuğun yaşadıklarını anlatıyor diyebilirim. Zeze, bütün haylazlıklarına rağmen, hassas, zeki ve duygusal bir çocuktur. Evrensel bir sevgi yaşatır içinde. Etrafına, müthiş bir duyarlılıkla yaklaşır. Ne var ki karşı koyamadığı yaramazlık isteği, başına sürekli belalar açar. Yoksul bir aileye mensuptur ve bu yaramazlıkları, büyüklerin yoksullukla harmanlanmış öfkesinin bahanesi haline gelir kimi zaman. Babası, iş bulamayışının; ablası, ayrıldığı sevgililerinin; abisi, yoksulluğun hıncını alır bu küçük çocuktan. Ölesiye dayak yemekten kurtulamaz. Ancak, hepsiyle, o küçük ama devasa yüreğiyle başa çıkar. Şeker portakalı fidanından ayrılacak olmasını bile sineye çeker. Ancak, bir gün o kocaman yüreğinin dahi kaldıramayacağı bir olay gelir başına. İşte kitap belki de son sayfalarda, içinizdeki hüzün denilen o hassas noktaya dokunur. Gözünüzden akan bir damla yaşı engelleyemezsiniz o son sayfalarda. Kısacası, Şeker Portakalı, bir çocuğun, çocukluğunu yitirişinin öyküsüdür.