Diplomamı aldım , Steve’e uğradım, teşekkür etmek için. Dip-
lomamı gösterdim. Steve baktı diplomama, “Geçen gün bir
şey dikkatimi çekti, notlarına bakıyordum, senin Summa
cum laude ile mezun olman lazım” dedi.
— Nedir o?
— En yüksek şerefle. Çünkü 3,95 miymiş neymiş benim orta-
lamam. Ama geçti tabii, dedi. Yok öyle şey, dedim, notlarım
tutuyorsa isterim. Ama basmışlar diplomayı, dedi. Anlamam,
mahkemeye veririm sizi, dedim. Steve, ne ihtiyacın var, dedi.
Hayır, onu isterim, dedim. Steve matbaaya telefon açtı, mat-
baacı bağırıyor, yeni bastık diplomayı, niye zamanında söyle-
miyorsunuz, diye. Git aşağıya, götür diplomanı, değiştirecek-
ler, dedi. Tabii diplomanın değiştirilmesi için rektörden onay
lazım. Rektör beklendi, bulundu, imzaladı falan. En sonunda
Steve dedi ki, “You are the biggest pain in the ass!” Ben de
Steve’e “Bu söylediğini yazılı olarak verirsen ve altına üniver-
sitenin mührünü koyarsan, ömür boyu odamda asılı tutaca-
ğım” dedim. Steve kalktı, çağırdı sekreterini, yaz bunu, dedi.
Kız öyle bakıyor Steve’e, ne diyor bu, diye. Kız yazdı, üniver
sitenin altın yaldızlı mührü basıldı ve Steve imzaladı, al bunu,
dedi. Fakültedeki odamın çıkış istikametine koydum. Her çı
kan görüyor.