DOĞRUYU GÖRDÜKLERİ HALDE DÜŞÜNCELERİNİ DEĞİŞTİRMEYENLER CAHİLLİKLERİYLE MUTLUYMUŞ GİBİ YAŞARLAR Albert Einstein Cesaret kelimesi genel olarak, korkunun zıttı olarak kullanılır. Yani cesur insanın belirli bir konuya dair, korkusu olmadığı düşünülür. Kimi insan aşk ve ilişki konularında cesur görünür, kimisi iş yaşamında, kimisi kavgada ya da risk almada. Peki gerçekten cesaret, bir insanın erken yaşlarından bu yana yapmakta iyi olduğu şeyi sürdürmesi midir? Bizce hayır. Cesaret güçlüğü kapsar ve güçlük karşısında ortaya çıkar. Cesaret; bu güne kadar yapamadığımız şeyleri denemektir. Kendi zincirlerimizi kırmaktır. Denemeye hevesli olmak, başarısız olmaktan korkmamaktır. Konfor alanından çıkmak ve yeniliklere açık olmaktır. Cesur bir davranışın, gerçekten cesur bir davranış olduğunu ancak kişi kendisi bilebilir. Zira sınırlarımız, zihnimizde saklıdır ve sınırların kırılma noktasını kendimiz belirleriz. Şunu da unutmamak gerek; bazen kendimizi yetersiz görebiliyor ve cesur olduğumuza dair inancımızı kaybederek denemekten ve yeni bir adım atmaktan vazgeçebiliyoruz. Bu yüzden öncelikle kendimizi tanımak ve kapasitemizi keşfetmek, yaşayacağımız olaylarda gereken cesareti ortaya koyabilmek için gerekli gibi duruyor.