Hadi bir hayal kuralım.
İçinde bir ben bir de yalnızlığım olsun;
Hüznün adı sonbahar
Yaprakları da sarı olsun.
Yağmur da olsun elbet,
İnsanı baştan ayağa ıslatan,
Ruhunu dindirip, hüznünü bastıran
Gözyaşlarını saklayıp yanağını okşayan.
Hadi bir hayal kuralım.
İçinde bir ben bir de yalnızlığım olsun...
Hazan_mevsimi_
Öncelikle yazarın kalemine hayran oldum. Kitabın sonunda kurgu olduğundan bahsetse de, bitene kadar kitaba dalıp gitmiş oluyorsunuz zaten. Kimi zaman Dr. Breuer kimi zaman Mathilde kimi zaman Nietzsche rolüne bürünmenize sebep olacak kadar, sizi içine alan sağlam ve samimi bir kalemi var yazarın. Olay sizi alıp götürüyor ve sonunu merakla bekliyorsunuz. (Okuma sürem aldatıcı olur zira hastalıktan ötürü yaklaşık bir hafta okuyamadım veya bir iki sayfa ile kısıtlı oldu okumalarım.) Hikaye tam "Ava giden avlanır." cinsinden olmuş. Okurken insan kendini sorguluyor hatta kimi zaman gözlerini kapatıp kendi içinde yolculuk yapıyor. Spoiler vermek istemediğim için yazmaya çekiniyorum.
Okumayan varsa tavsiyedir Herkese keyifli okumalar dilerim
Bana ısrarla okumamı söyleyen
- Kitap sâdık bir sevgili gibidir.
Asla ihanet etmez.
Fakat her sevgili gibi ilgi ve alâka bekler.
- Hocam, ee biz aşkı bilmiyik ki, yani nerden bilicez ki aşığın ne istediğini?
- Aşk, seni gönlünden konuşturandır. Sana düşen iş, o konuşmaları hangi satırlar arasında bulduğundur.
- Eee peki ya kitabı yazanın kafası bizden karışıksa?
- Öyleyse kazan kaynayacak gönülde.
- Her kitap gönülden konuşur mu ki?
- Konuşur konuşur.
Bazen bir kitap koca bir alemi bir gönülde buluşturur.
Kitaplarda ne yazıyor sanıyorsunuz ki?
Herkes kendi âlemini okuyup, kendi âlemini yazıyor.
- E bazen o âlem canımıza okuyor ama!
- Haklısın. Âlem senin canına okuduysa, sen de âlemin canını yaz.
O zaman âleme galip gelirsin!