Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hazal

Yaşama buyuruyoruz çünkü onu düzenlemeye çalışıyoruz. Yaşamı öldürüyoruz çünkü onu düzenleyebileceğimizi sanıyoruz.
Reklam
Çoğumuz, daha bir seçim bile yapmadan önce belli bir tarafın üyesi olup çıkarız. Daha doğrusu, önce birtakım kimlikleri benimseyip, sonra da bunları birer seçimmiş gibi rasyonalize ederiz. Daha doğuştan bize yafta gibi "yapıştırılan" adlarımızla yaşama başlarız. Din, ideoloji, takım taraftarlığı gibi şeyler de, içinde büyüdüğümüz ailenin, toplumsal ve fiziksel çevrenin bir fonksiyonu olarak yakamıza yapıştırılır.
Tarih bilinci az olan ya da hiç olmayan bir toplumu yönetmek kolaydır. Böyle bir toplum eleştirici değildir ve kurulu düzenden kolayca memnuniyet duyar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bizleri içimizdeki yeni ufuklara doğru sürekli yönlendiren düşlerimiz... Ne kadar çılgın, ne kadar gerçeklerden uzak olurlarsa olsunlar bizi canlı tutan, kan dolaşımımızı sağlayan, dünyayı ayaklarımızın altında döndüren düşlerimiz.
Düşüncelerin hangi uğraşlar üzerine yoğunlaştığı, hem cinslerin, hem de bireylerin karakterlerini belirler. Kadınların düşünceleri hep kendilerine odaklanır; böyle bir durumda en çok değer verdikleri şeyin kendileri ve görünüşleri olmaları şaşırtıcı mıdır?
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Haksızlığa sabırla katlanan ve hakaretlere sessizce göğüs geren bir varlık kısa zaman içinde adil olmaktan çıkacak, doğruyu yanlıştan ayıramaz olacaktır.
Sayfa 127Kitabı okudu
Kadınlar neden hep bir fetih arzusuyla yetiştirilmelidir? Bu sözcük bu bağlamda kullanıldığında midemi bulandırıyor! Dinin ve erdemin kadına verebileceği daha uygun bir güdü, daha parlak bir ödül yok mu? Sürekli yanlarındaki kimselerin cinsiyetini düşünmek zorunda bırakılarak aşağılanmak zorundalar mı? Kendilerine yalnızca her zaman hoş görünmek mi öğretilmelidir?
Sayfa 142Kitabı okudu
Toplum farklı bir şekilde düzenlenmediği sürece, eğitimin kendisinden fazlaca bir şey beklenemez.
Sevdiğimiz birinden nefret ettiğimiz o kısacık, ama kaçınılmaz anlarda - sevmediğimiz kişilerle ilgili olarak bazen bu anlar ömür boyu sürer- karşımızdaki bize acımasın diye, iyi yürekli görünmek istemeyiz, aksine, mümkün olduğunca fesat ve mutlu görünmek isteriz, mutluluğumuz gerçekten nefret uyandırsın, tesadüfi ya da sürekli düşmanımızın ruhunu yaralasın isteriz.
Muhtemelen en önemsiz olan şeyler, sevdiğimiz (veya tek eksiği olan bu ikiyüzlülük tamamlandığı an seveceğimiz) kişi tarafından gizlendiğinde, ansızın nasıl da olağanüstü bir değer kazanır!
Reklam
Yalnızlığımla kıyasladığımda, bugün çektiğim acının ve bu hayatta ilerde çekeceğim acılarla karşılaştırdığımda bütün işlerimin, arzularımın ve bugüne kadar düşündüklerimin, konuştuklarımın ne kadar önemsiz kaldığını hissettim.
Pislikten, küçük çıkarlardan bıkan, isyan eden, aşağılanan, öfkelenen herkes huzuru ve tatmini ancak güzel olanda bulabilir.
Kıskançlığı birtakım ayrılıklara izin vermeyen kıskanç insan, yok denecek kadar azdır. Bazısı kendisine söylenmesi koşuluyla aldatılmaya razı olur, bazısı da kendisinden gizlenmesi koşuluyla; ikisinin de durumu son derecede abestir, çünkü ikincisi, gerçek kendisinden gizlendiği için iyice aldatılmış olur, ama birincisi de, gerçekle birlikte acılarının yenilenmesini, artmasını, beslenmesini talep eder.
Kesin olan şu ki zaman olduğundan uzun geçer, türlü türlü şeyler yaşamak zorunda oluruz. İlk bakışta mantıklı görünen ama zamanla monotonlaşan oyunlar yaparız. Böylece kendimizi ve aklımızı koruruz. Zaten aklımız koyu gecelerin karanlıklarında dolaşmaz mı hep?
Sayfa 112Kitabı okudu
114 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.