Aşk denen olgunun sadece türümüzün devamını sağlamak için en uygun partneri bulmamıza yarayan, hormonlardan ileri gelen biyokimyasal bir süreç olduğunu mantık ve akıl yoluyla çok güzel izah etmiş. Schopenhauer okudukça "Benim fikirlerimi daha önce de düşünen biri varmış" diye hayretler içinde kalıyorum. Hayat, aşk, kadınlar, yaşam, toplum gibi ele aldığı her konuda duyguları kenara bırakıp, gerçekler ve akıl ile hareket edip dönemi için, hatta bugün için bile marjinal sayılabilecek gerçekleri dile getiriyor.