Kargaşa. Anılcak günlerim olmadı mı benim ? Ayaklarımın korkusuzca çiçeklendiği, silâhıma yapışıp sabahın serinliğini beklediğim, kuzey gemileriyle sağır olduğum günler, sepet örmeyi unuttuğum günler olmadı mı ? Ey geceyi ve kahverengi bir düzeni taşıyan ellerim ! Yüzümün uğultusuyla şaşırttın beni. O karanlık ormanı yangına vurun. Çünkü ben de kaçarken ardımda kalanları yakıyorum.
Ama iyi biliyorum yıldızları, ama yıldızların tanrıların da üstünde parladıklarını, anılcak günlerimin gitgide yokoldugunu biliyorum.
Kargaşa, ve kolayca yıkılan inançlarım benim, benim en sağlam, en dağınık ellerim.
Sabahı nasıl tetikte bekliyorum. Şafakla damar damara seviştiğini görmek için bilgeliğin . Ve onarıyorum nasıl hızla kendi gücümü. Nasıl bir soylu boşluğa çılgınca kanayorum. Ey yangınlar artığı ! Her yangında arta kalan bir şey, her yangından arta kalan gerçek şey
çoğal beni .