Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Helin

Hayat denilen bu yolculuğa bir şeylerimiz eksik şekilde çıkarız. Kimi zaman ufak tefek parçaları kendimize yeterli görür ve eksiklerimizi onlarla kapatmaya çalışırız ama hiç bir zaman tam olamayız. Ta ki, doğru parça yerine gelip yerleşene kadar.
Sayfa 262Kitabı okudu
Reklam
Hayat acımasızdı çünkü sevdiklerimizi kaybetmenin tek yolu ölüm değildi. Yaşarken de kaybedebiliyorduk.
Ancak güçsüz olmak kader değil, seçimdir. Güçsüz olursan insanların seni uçurumdan sürüklemesi daha kolay olur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sonuçta insanlar acı acı çekmeden mutluluğu, huzuru tadamazlardı. Acı kuvvetlendirirdiği gibi, olgunlaştırırdı da. Acı ile büyüyerek kuvvetleniyorduk. Ve daha çok acı çekerek diğer yarasının üzerine çizik atıyor, kaderimiz kendi yörüngesi ile hayatımıza çentik atıyordu.
Sayfa 433Kitabı okudu
Zaten hayatta böyleydi. Belirli bir hedeflerimiz olurdu ve o hedeflere tam isabet etmek için hızlı ve güçlü kararlar almamız gerekirdi. Bazen hedeflerimizin doğru ve güçlü olduğunu düşündük fakat asıl güç, hızlı olmaktı. Sen fark etmesende bir gün o hedeflerine ulaşmak için şans kapini çalıyor ve yapman gereken tek şey, çalan kapıyı sonuna kadar açmaktı.
Sayfa 270Kitabı okudu
Reklam
Ya ben anlamıyorum. Burada da mı kadın olmak zor? Neden her yerde canımız bu kadar acımalı? Illaki bir şeylerin bedelini ödemek mi zorundayız? İyi de ne zamana kadar? Ne zamana kadar öleceğiz, ne zamana kadar hep birileri tarafından yararlanacağız?
Sayfa 255Kitabı okudu
Boğazınızın düğümlediğini hissettiğiniz an oldu mu? Hani böyle dolu dolu kelimeler takılır ya oraya, yutkunmak istedikçe canınız yanar; teklife gelen cümlelerin o küçük iğneleri bedeninizi üzerinde kendi mührünü işler ve sizi rahatsız eder.
Sayfa 213Kitabı okudu
Sevgi, karşılık beklemeden büyürdü lakin karşılık görmediği zaman daha çabuk ölürdü.
Sayfa 210Kitabı okudu
Sen bilmesen de ben her zaman kırıklarıma karşı kendi yaramı sardım. Birinin dokunamadığı o yaraları kapatmak yerine kanata kanata onları içimde büyüttüm.
Sayfa 164Kitabı okudu
Sevdiği birilerini kaybetmenin ne demek olduğunu biliyordum. Bilmekten ziyade bunu yaşadım. Ne kadar denesen de gidenler geri dönmüyor, ölenler ise dirilmiyordu. Bu ise hayatın ihtiyar kaidelerinden bir tanesiydi.
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
Derler ya, bir kızın kahramanı babasıdır; benim babam asla kahramanım olmamıştı ama onu öyle görmek istiyordum. Hayallerimde bana sarılıyor, her şeyin gerçekten ama gerçekten geçeceğini fısıldıyordu. Fakat sadece hayal olduğunu gözümden bir damla yaştığında fark ediyordum.
Oysa birisi gerçekten karşımda oturup, ellerimi avuçlayarak her şeyin geçeceğini söylese yeterdi. İnanın bana bu yalan bile olsa severek kanardım. Tüm bunlara rağmen bunu bile yapan birileri yoktu.
“Sen gökyüzünün armağanı, cesetlerin laneti, annesinin günahkar kızısın. Sen suçlu, ama masum, zalim ama mazlumsun.”
Duvar dibine çöküp keşkelerini üzerine sıkıca kapatmış halde bu felaketin bitmesini bekliyordum. Peki, bitecek miydi? Her şey denildiği kadar kolayca geçip gidecek miydi? Yoksa her zaman düşündüğüm geçmiş, geçmeyen mi olacaktı?
Bazen insan kendisine öyle kinlidir ve kendisini öyle çok affetmek ister ki, bıçağı kendisine batıran kişi kendisi bile olsa, biri elinden bıçağı aldığında suçu bıçağı elinden alıp tutmaya başlayan kişiye atar.
1.251 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.