Kendi kalbini dinliyormuş gibi göğsüne eğilmiş duran bu yaratık için kalp, bir yaşama işareti olmaktan çıkmıştı. Adam, bunun dışında kalbin hangi ödevlerini varsa onlardan birine dalmıştı.
İnsanların öyle günleri, milletlerin öyle çağları var ki çözülmez düğümler birden çözülüverir, kurulmaz yapılar kurulur, yüzyıllardır kapalı kalmış kapılar birden açılıverir. ~Sabahattin Eyüboğlu