Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hermesin Kızı

Hermesin Kızı
@Hermesinkizi
Şahsına münhasır bir sarkastik. Sembollerin peşinde bir Astrolog Aday Adayı :)
Son zamanlarda toplumda medyum ve falcı merakı iyice artmış gibi geliyordu Peri’ye. İstikrardan ziyade belirsizliğin kaide olduğu bir ülkede, kehanet ve tahminlere düşkünlük tesadüf değildi belki de.
Reklam
Böyledir işte, asırlardan bu yana… Sen misin fazla konuşan, had hudut tanımayan, adaletsizliğe başkaldıran, evvela dilin gider bu topraklarda. Yitirirsin kelimeleri, etinden et çekilmiş gibi cımbızla.
Hüzün ve umutsuzluk o kadar derindi ki, göğsü sıkıştı. Evet, belki de vakti gelmişti. Geç bile kalmıştı. Debelenmeyi bırakmalıydı. Ayak uyduramıyordu işte. Başkalarına, hayata. Tanrıya ayak uyduramıyordu. Bıkmıştı…

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşlanmanın farklı yolları vardı belki de. Kimilerinin önce bedeni soluyordu, kimilerinin zihni, kimilerinin de ruhu.
Gene de alttan aldı. Kadınlar zaten bunu hep yapardı. Birlikte oldukları erkeğin kendilerinden bir alanda daha bilgisiz olduğunu anladıklarında, onu eleştirmek yerine, kendilerini didikler; onun ilerlemesini beklemek yerine, kendileri geri adım atardı. Zekalarını istenen düzeye indirirlerdi ki gereksiz yere çatışma, çelişki, gerginlik yaşanmasın.
Reklam
Coşkulu yüz ifadelerine bakılırsa ya politika konuşuyor olmalıydılar ya futbol; bu ülkede erkeklerin duygularını rahatça dışa vurabildikleri konular bunlardı çünkü.
Erkek kısmı öyle fazla akıllı eğitimli kadınlardan hoşlanmaz.
İki tür erkek vardır: Kırıp dökenler ve tamir edenler. Birinci gruptakilere sırılsıklam abayı yakar, aşık oluruz . Ama ikinci gruptakilerle evlenir, yuva kurarız.
Ev öyle kırılgan bir sessizliğe gömülmüştü ki bir iç çeksen yıkılacak gibiydi.
Kadınlardan gözlerini devamlı yere dikmeleri bekleniyordu bu kültürde. Namus mesajları vermek için, mümkün olduğunca başını öne eğlemeliydi cins-i latif. Bu halde insan nasıl araba kullanır, nasıl yolda yürüyebilirdi, o da ayrı konuydu tabii. Şehir hayatının tehlikeleri, özellikle sataşma ve tacizler karşısında insanın sürekli tetikte olması gerekiyordu üstelik. Velhasıl nasıl oluyor da kadınlardan aynı anda hem başlarını öne eğip, hem de gözlerini dört açmaları bekleniyordu, anlayabilmiş değildi."
Reklam
İnsanın bu şehirde asla paçasını kurtaramadığı bir şey varsa o da buydu zaten:Başkalarıyla iç içe yaşama zorunluluğu.Yayalar sokaklarda tek vücut yürür;yolcular vapurlarda sıkışarak oturur;otobüste,metroda insanlar yan yana dizilirdi.Çarpışır,sürtüşürdü bedenler;rüzgâra kapılmış karahindiba tohumları gibi.
Bu memlekette, iki tür kadın vardı: ağzını bozabilenler (azınlık) ve ağzını asla bozmayanlar (çoğunluk).
Her kritik olayda böyle pencerelerde bekler beni. Ona nasıl görünüyorum acaba? Uğradığı düş kırıklığı adımlarına yansıyan sünepe bir adam... Yok canım, Melike'nin gözünde ben hep güçlü bir erkek olmuşumdur. Ama belki de bu güçsüz, bitkin halimi seviyordur. Böylece, bana daha yakın oluyor, yardım etme fırsatı buluyor. Şefkat, özveri hep ağır basmıştır Melike'de... Belki onun silahı bu, iyiliğiyle, özverisiyle karşısındakini baskı altında tutmak. Onu bırakamamamda bu özelliklerinin etkisi olmadı mı? Belki de kurnazca davranıyor, bütün bu özveri, bu anlayış erkeğini yitirmemek için yaptığı bir gösteri. Yok canım, bu kadın beni seviyor. Hep de sevdi. Ya ben?
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.