Geçiyordum uğradım,” dedim “
sizin bu elin sırrı nedir?”
Üç beş kemik bir avuç toprak dedi:
“Ölüm sır değildir.”
Ay kanadı derken şafak ağardı ağır aksak. Yine bir sabah oluyordu işte günışığını kulunlayarak.
“Geçiyordum uğradım,” dedim; sözüm ağzımda kaldı.