"Kuran kelimesinin anlamı 'okunan' demektir .
Yorumlanan demek değildir.
Eğer Allah, kitabını başkasının yorumundan dinlemeni isteseydi o zaman adını Okunan koymazdı, dinlenen koyardı .
Müslüman'ım diyorsan alacaksın kitabını eline, kelime kelime her kelimede ne demek istediğini anlayarak okuyacaksın.
Irkçılık, ayrımcılık, cana saygısızlık yoktur kitabımızda! Ümmet ayrımcılığı hiç yoktur!
Var diyen onu oraya kendisi koymuştur!
Her akşam bir cümle okusan kâfidir.
Zaten öyle yoğun bir kitap ki bir kelimenin dokuz farklı anlamı olabiliyor.
Üzerine çok düşünmen, düşündüğünü anlaman lazım. Yoksa ben hatmettim diyenler var, anlamadıkları bir dilde makine gibi okuyorlar, sence bunun bir değeri var mı?
Anlamadığın bir şeyi bin kere okusan anlamı var mı?"
Derindir ölülerin uykusu, alçaktır tozdan yastıkları.
Hiçbir zaman kulak vermez artık sese, hiç uyanmaz senin çağrınla.
Ey, ne zaman sabah olacak mezarda, uyuyana seslenmek için:
Uyan!
Ah, bu boşluk, burada göğsümde hissettiğim bu korkunç boşluk!
- Sık sık düşünüyorum: onu bir defa olsun, yalnız bir defacık şu bağra basabilsem, bütün bu boşluk dolardı.
En sevilesi varlıklardan biriyle nasıl olup da tanıştığımı sana sırasıyla anlatmak, zor olacak.
Neşem yerinde, yani iyi bir öykü yazarı değilim.
Bir melek!
- Tuu! bunu kendi sevdiği hakkında herkes söyler, değil mi?
Yine de, onun nasıl mükemmel olduğunu, niçin mükemmel olduğunu, sana anlatmaya muktedir değilim; yeter, bütün duyularımı tutsak etti.
Bunca saflık yanında bunca zekâ, bunca sağlamlık yanında bunca iyilik ve gerçek yaşamla edim karşısında bu iç huzuru.
- Onunla ilgili olarak bu söylediklerimin hepsi birer kötü herze, onun bir tek çizgisini bile ifadeden yoksun sıkıcı soyutlamalar.
Yok, kendimi aldatmıyorum!
Onun kara gözlerinde bana ve kaderime olan ilgisini okuyorum!
Evet hissediyorum ve kalbimin hislerine güveniyorum, beni - cenneti bu sözlerle ifade edeyim mi, edebilir miyim? - beni sevdiğini!