Hilal Sena

Hilal Sena
@Hiilaallll
Endüstri Mühendisi
Antalya
250 reader point
Joined on March 2020
Şu anda okuduğu kitap
Sabitlenmiş gönderi
Bir Şeker Portakalı Fidanı
"Sesin nereden çıkıyor?" "Ağaçların sesi her taraftan çıkar. Yapraklardan, dallardan, köklerden... Kulağını gövdeme dayarsan kalp atışlarımı duyabilirsin.
Reklam
O zaman insanlar fazla konuşurmuş. Düşünmeye de zamanları olurmuş. Bu yüzden sondurmaları iptal etmişler. Bahçeleri de. Artık oturacak pek bahçe kalmadı. Mobilyalara da baksana. Sallanan sandalyeler yok artık. Fazla rahatlar.
“Her itfaiyeci kariyerinde en az bir kez bir dürtüye kapılır. Kitaplar ne diyor, diye merak eder. Ah, o kaşıntıyı kaşımak ne güzel olurdu, değil mi? Eh, inan bana Montag, zamanında birkaç tanesini okumak zorunda kaldım, neyle uğraştığımı bileyim diye ve kitaplar hiçbir şey söylemiyor! Öğretebileceğin veya inanabileceğin hiçbir şey. Kurguysalar var olmayan insanlarla, hayal gücünün ürünleriyle ilgili oluyorlar. Kurgu değillerse daha da kötü… bir profesör bir başkasına aptal diyor, bir felsefeci bir başkasının boğazının içine avaz avaz haykırıyor. Hepsi ortalıkta koşuşturup yıldızları indiriyor ve güneşi söndürüyorlar. Sonunda kafan karışıyor.”

Reader Follow Recommendations

See All
İnsanlara en popüler şarkıların sözlerini, eyalet başkentlerinin isimlerini veya lowa’da geçen sene ne kadar mısır yetiştiğini hatırlayarak kazanacakları yarışmalar vereceksin. Onları yanmaz verilerle dolduracaksın, ‘gerçekleri’ boğazlarına tıkıştıracaksın, öyle ki kendilerini tıka basa doymuş ama onca veri sayesinde kesinlikle ‘zeki’ hissedecekler. O zaman, düşüncükleri hissine kapılırlar… hareket etmedikleri halde hareket ediyormuş gibi hissederler. Ve mutlu olurlar, çünkü o türden gerçekler değişmez. Onlara bir şeyleri yorumlamaları için felsefe veya sosyoloji gibi kaygan zeminli şeyler vermeyeceksin. O yol melankoliye kaçar.
Bir insanın siyasi açıdan mutsuz olmasını istemiyorsan, bir meseleyi iki farklı açıdan sunma ki kaygılara kapılmasın; tek bir açıdan sun. Daha da iyisi, hiçbir açıdan sunma. Bırak savaş diye bir şey olduğunu unutsun. Hükümet verimsizse, kadroları fazla şişkinse ve vergi manyağıysa, insanların onunla ilgili kaygı duymasındansa hükümetin bunların hepsi birden olması daha iyi. Huzur, Montag.
Reklam
Hepsini yak, her şeyi yak. Ateş parlaktır ve ateş temizdir.
“Siyahi insanlar Küçük Siyah Sambo’yu sevmiyor. Yak gitsin. Beyaz insanlar Tom Amca’nın Kulübesi’nden haz etmiyor. Yak gitsin. Biri tütün ve akciğer kanseri üzerine kitap mı yazmış? Sigara üreticileri ağlıyor mu? Kitabı yak gitsin. Sakinlik, Montag. Huzur, Montag. Kavganı dışarıda et. Daha iyisi, yakma fırınının içinde. Cenazeler mutsuzluk verici ve pagan mı? Onları da ortadan kaldır.
Uygarlığımız öyle büyük ki azınlıklarımızın canını sıkamayız, ayaklanmalarına mahal veremeyiz.
Hepimiz birbirimize benzemeliyiz. Anayasa’nın dediği gibi, herkes hür ve eşit doğmaz ama herkes eşit hale getirilir. Her insan diğer herkesin suretidir; o zaman herkes mutlu olur çünkü sinmelerine yol açacak, kendilerini kıyaslayacakları dağları yoktur. Yani! Yandaki evde bulunan bir kitap, dolu bir tabancadır. Yak onu. Silahın mermisini al. Adamın zihnine zorla gir. Okumuş adamın hedefinin kim olacağını kim bilebilir? Ben mi? Onları bir dakika bile midem kaldırmaz.
“Hayat küçük düşürücü, büyük bir yenilgiye dönüşür.”
Reklam
“Okul saatleri kısaltıldı; disiplin gevşetildi; felsefe, tarih ve dil dersleri iptal edildi; İngilizce ve imla dersleri giderek ihmal edildi, sonunda da neredeyse tamamen boşlandı. Hayat şimdide, iş öneme sahip, mesai sonrası her yerde hazza ulaşabilirsin. İnsan neden düğmelere basmak, elektrik anahtarlarını çekmek, somun ve cıvata takmak dışında bir şey öğrensin ki?
“Seni rahat mı bırakayım! Bu çok güzel, ama kendimi nasıl rahat bırakabilirim peki? Rahat bırakılmamıza gerek yok. En son ne zaman gerçekten rahatsız oldun? Önemli bir konuda, gerçek bir konuda?”
“Mesele ölen kadın değil sadece,” dedi Montag. “Dün gece, son on yılda kullandığım onca keroseni düşündüm. Kitapları da düşündüm. Ve o kitapların her birinin ardında bir insan olduğunu ilk kez fark ettim. Onları düşünüp yazmak için epey zaman gerek. Bu daha önce aklımın ucundan bile geçmemişti.”
Bir kadının yanan bir evde kalmasına yol açtıklarına göre, kitaplarda bir şeyler olmalı… hayal edemeyeceğimiz bir şeyler, orada bir şeyler olmalı. İnsan bir hiç uğruna kalmaz.”
“Bin kitap yaktık, bir kadın yaktık.”
Alarm hep geceleri çalar. Asla gündüzleri değil! Sebep ateşin geceleri daha güzel görünmesi mi? Daha hoş bir manzara, daha iyi bir gösteri sunması mı?
1,004 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.