İnsan meyvelerin aksine yapılmış bir mahluktur. Tatlı eti dışarıda ve iç tarafı ele alınamayacak olan taraftır. Tebessüm, gülüş ve ağlayış hep saklamak istediği gülünç veya iğrenç ruhun etrafında tuttuğu perdelerdir ki ruh onun arkasında çarpık ve ürkek bir hayvan gibi endişeli gözlerle bakarak çömelmiş oturur.
Bir insanın kaderi, dağdaki patika gibidir: bazen çıkar, bazen iner, bazen de dibi görünmeyen bir uçurumun başına gelip durur. İnsan tek başına böyle bir yolda ilerleyemez, ama birleşenler, birbirine omuz verenler her engeli aşarlar...
Okyonusun dibine konmuş cam bir fanustaki dalgıç gibi yaşıyorsun ve en kötüsü de seni okyanusun sessiz derinliğinden dış dünyaya çekip çıkaracak olan kablonun kopmuş olduğunu ve asla yukarı çıkamayacağını bilerek yaşıyorsun.
Şimdi, kalbinin gizli derinliklerinde, uzun süredir korktuğu şeye özlem duyuyordu. İçten içe gerçeğin yıldırım gibi düşmesini, her şeyin açığa çıkmasıni istiyordu.