Livaneli’nin okuduğum ilk kitabıydı, dili nasıl kullandığını merak edip okudum. Okuru sıkmayan bir anlatımı vardı. Her sayfa yeni bir merak,yeni bir dünya ve yok artık denecek bir son… Bir çırpıda okundu ve bitti. Ahmet’i okudukça yani Mehmet’i bizim irademiz nereye kadar,neye yeter? soruları kafamda döndü durdu. İnsanı ne yorar? Ne bitirir? Aşk mı, iradeyi kontrol edememek mi? Mehmet ve Olga… Aynı dil konuşulmasa da aşk bir yerden doğuveriyor işte ama karşılıklı mıydı ya da bunun adı aşk mıydı soru işareti. Bir yerden tutmak , adlandırmak zor açıkçası cinayetle başlayıp nerelere geldik. Yer yer sinirlerim bozulmuş olsa da okunabilir kanaatindeyim. Herkese keyifli okumalar:)