Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

124. Japon İmparatoru

124. Japon İmparatoru
@Hirohito
Sabitlenmiş gönderi
"Bir insanın diğer bir insana yapabileceği tek iyi şey, o kişiyle doğru dürüst bir ilişki kurabilmesi için tek yol... Elini çekmektir!"
Plato Film Yayınları - Çeviren: Belkıs Çorakçı DişbudakKitabı okudu
Reklam
Seküler ahlaki egoizm ise bağlayıcılık problemine sağduyuya karşı gelme pahasına bir cevap sunmaktadır. Eğer yeri geldiğinde başkalarını ezmem, sömürmem, kullanmam, kandırmam ve daha sağduyu ahlakıyla uyuşmayan nice eylemi yapmam, benim kişisel çıkarımı arttırıyorsa, bu durumda bu eylemler hem rasyonel hem ahlaki oluyordu. Bu tür eylemlere ahlaklı deme pahasına seküler ahlaki egoizm kabul edilirse ahlakın bağlayıcılığını sağlayabilmektedir.
Sayfa 396 - İstanbul YayıneviKitabı okudu
İlahi buyruk teorisine göre ahlaki ontoloji hususunda iki seçeneğimiz vardır: Teizm ya da ahlaki nihilizm. Zira ilahi buyruk teorisine göre Tanrı'yı devre dışı bıraktığımızda sahici bir ahlak, sahici bir iyi, sahici bir kötü, sahici bir değerler ve görevler alanı kalmamaktadır. Tüm bunlar birer aldanmadır. Gerçek bir varlığa sahip değillerdir. Daha da belirgini, Tanrı devreden çıkarıldığında ahlaki görevlere sahip olmamız mümkün değildir, zira görev vermek için bir fail gerekir ve bilinçsiz evren bana görev verebilme kudretine sahip bir fail değildir.
Sayfa 395 - İstanbul YayıneviKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnşacılık ise objektif ahlakın ontolojisi yarışında en baştan diskalifiye edilmelidir. Zira inşacılık, "sadece iyi" yerine "bana göre iyi"nin peşine düşmüş ve ontolojiyi "bana göre iyi" üzerine kurmuştur. Bir şeyin bana göre iyi olması ona ontolojisini vermez ancak rasyonel gerekçesini verir. İnşacılık, ontolojik temel ile rasyonel temeli (bağlayıcılığı) birbirine karıştırmaktadır. Ek olarak, "bana göre iyi" üzerine kurulu bir ahlak anlayışı kaçınılmaz olarak kişisel çıkara yönelik, yani kişisel egoist bir ahlaka yol açacağından ötürü, inşacı filozoflar bunu önlemek ve objektif bir ahlak elde edebilmek için mecburen keyfi ahlaki kısıtlamalar getirmişlerdir.
Sayfa 395 - İstanbul YayıneviKitabı okudu
Ahlaki natüralizm olgu-değer problemini de görmezden gelmektedir. Onlar için iyilik ile sıcaklık, kötülük ile dikdörtgen olma nitelikleri aynı kategoridedir. Bu, sağduyuya oldukça aykırıdır. Durumun zorluğunu fark eden ama objektif ahlaktan da vazgeçemeyen kimi ahlak filozofları, ahlaki nonnatüralizmi geliştirmişlerdir. Buna göre ahlaki nitelikler, doğal niteliklerden farklıdır ve kendilerine has bir varlıkları vardır. Fakat bu görüş de kendine has zorluklara sahiptir. Her şeyden önce Mackie'nin dediği gibi bu tür doğal-olmayan nitelikler tuhaftırlar. Ek olarak, tuhaf olan bu nitelikleri algılamak için bir başka tuhaf meleke evrimleştirmemiz gerekir ki bu sezgi melekesi de tuhaftır. Zira olgular dünyasına ait olan bu sezgi melekesi, olgular dünyasını aşarak doğal-olmayan nitelikleri de algılamaktadır. Ayrıca, Platonik idealar gibi kendinden menkul ahlaki nitelikler öne sürmek, Sharon Street'in gösterdiği üzere Darwinci evrim ile bağdaşmamaktadır. Zira hasbelkader evrimleşmiş bir sezgi yetisi, nasıl olur da iyiyi ve kötüyü başarıyla takip edebilir? Bir diğer problem, bu ideaların milyonlarca yıl boyunca insanın tam da bu şekilde evrimleşmiş olmasını beklemeleridir. Ahlaki nonnatüralizm, bizden birçok "kozmik tesadüf'e inanmamızı talep eder. Buna inanmak güçtür.
Sayfa 394 - İstanbul YayıneviKitabı okudu
Reklam
Evrim çoğu zaman natüralistler tarafından dine karşı yıkıcı bir silah gibi kullanılmaktadır. Oysa kabullenilmese de, natüralist evrim Tanrı olmaksızın objektif bir ahlaka sahip olamayacağımızı da söylemektedir. Görmüş olduğumuz üzere bunu onaylayanların biri Charles Darwin'in ta kendisidir. Hasbelkader mutasyonlara dayalı Darwinci evrim, objektif ahlaki değerlerin ateizm içerisinde çok zorlama durduğunu göstermektedir. Zira çok başka şekillerde evrimleşebilir ve şimdi iyi dediklerimize kötü diyebilirdik. Eğer Tanrı'nın olmadığını ve evrimin tamamen başıboş bir süreç olduğunu öne sürersek, ne soyut iyilik gibi kavramların sahici bir varlığından ne de insanların bu sözde soyut iyilik gibi bir kavramı algılamak üzere evrimleştiklerini iddia edebiliriz.
Sayfa 394 - İstanbul YayıneviKitabı okudu
Ahlaka ontolojik temel sunmada en revaçtaki aday ahlaki natüralizmdir. Ancak natüralist bir dünya anlayışı ile iyi-kötü gibi değerler ve doğru-yanlış gibi görevler bağdaşmamaktadır. Bunlar daha çok teleolojik, yani bir amaca sahip dünya görüşüyle bağdaşmaktadırlar. Hiçbir hayvana katil demediğimiz gibi, natüralist dünya görüşünde hasbelkader evrimleşmiş bir başka hayvan olan homo sapiens sapiens'e de katil ve kötü dememiz için bir gerekçemiz yoktur.
Sayfa 393 - İstanbul YayıneviKitabı okudu
124. Japon İmparatoru
@Hirohito·Bir kitabı okumayı düşünüyor
İlk Üç Dakika
İlk Üç DakikaSteven Weinberg
9.6/10 · 42 okunma
1. Kişisel çıkarı en fazla arttıran eylem, rasyoneldir. 2. Natüralizm doğruysa ve tüm hayatımız bu dünya ise ahlaklı olmak herkes için her zaman kişisel çıkarı en fazla arttıran seçenek değildir. Zira kötülük yaparak kişisel çıkarı arttırmak mümkündür. 3. O hâlde natüralizmde ahlaklı olmak herkes için her zaman rasyonel değildir. Ancak bu tabloya Tanrı ve ilahi adalet eklendiğinde elde edilen sonuç tamamen değişmektedir: 1. Kişisel çıkarı en fazla arttıran eylem, rasyoneldir. 2. Eğer Tanrı ve ahiret varsa, ahlaklı eylemler ödüllendirilecek, ahlaksız eylemler cezalandıracaktır. Dolayısıyla kötülük yaparak kişisel çıkarı arttırmak ebedi hayatımız düşünüldüğünde mümkün değildir. 3. O hâlde teizmde ahlaklı olmak herkes için her zaman rasyoneldir. Sonuç olarak natüralizmde herkesin her zaman ahlaklı olmak için rasyonel gerekçesi bulunmamaktadır. Öyle ki, ahlaksızlık yapan insanları ayıplamamızın rasyonel değil ancak duygusal dayanakları olabilir. Ancak teizmde ahlaksız olmak her hâlükârda irrasyonel ve kişinin zararınadır.
Sayfa 392 - İstanbul YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ancak Tanrı ve ahiret varsa, ahlak hayattaki en önemli şey olmaktadır. Ölümden sonra hiçliğe inanılan bir hayatta ahlak sadece hayattaki renklerden biridir. Kişi üzerinde bir bağlayıcılığı olmadığı gibi ne derece önemli olduğu da kişiye kalmıştır.
Sayfa 390 - İstanbul YayıneviKitabı okudu
12,4bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.