Satrançta kazanmak istiyorsan,bir şeyi anlaman lazım.Anlaman gerekense şu: Oyun bitene kadar hiçbir şey bitmiş değildir.Elinde tek bir piyon kalmış olsa bitmez.Bir tarafta tek bir piyon ve şah varken,karşı tarafın bütün taşları duruyor olsa da,oyun devam eder.Sen bir piyon olsan da - ki belki hepimiz öyleyiz- piyonun en sihirli taş olduğunu asla unutmamalısın.Ufacık ve sıradan bir şey gibi görünebilir ama öyle değildir.Çünkü hiçbir piyon piyondan ibaret değildir.Bütün piyonlar kozadan çıkmayı bekleyen birer vezirdir.Senin tek yapman gereken,ilerlemeye devam etmenin bir yolunu bulmaktır.Her seferinde tek bir kare.Bu şekilde karşıya geçip bütün güçlere sahip olabilirsin.
“Benim burada ne işim var?” diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Bir labirentin içindeymişsiniz ve kaybolduğunuzdan eminmişsiniz de,her bir dönemeci kendiniz yarattığınız için bu tamamıyla sizin suçunuzmuş gibi hissettiğiniz? Üstelik dışarı çıkmanızı sağlayacak birçok yol
olduğunu da biliyorsunuz çünkü labirentten çıkmayı başarmış,dışarıda gülüşüp oynayan insanların seslerini duyuyorsunuz.Çalı çitlerin arasından arada bir görüyorsunuz onları.Yaprakların arasından gelip geçen şekiller halinde.Öyle mutlu görünüyorlar ki onlara değil,bu işi onlar gibi yapamadığınız için kendinize kızgınsınız.Oldu mu hiç? Yoksa bu labirentte kalan bir tek ben miyim?
“Evet,hiçbir zaman yaşayamayacaksınız bu mucizeyi.Çünkü korkaksınız,ikiyüzlüsünüz,tembelsiniz,damarlarınızda dolaşan o kirli kan hep en alt seviyede tutacak sizi.”
Ve biliriz,
İnandığı gibi yaşamanın zor olduğunu…
Dünyanın bizim için zindan oluşunu biliriz.
Yine de çağırırız Allah (c.c)’a, nefsimizi ve tüm nefisleri…