E.T.A. Hoffmann'ın "Der Sandmann" ("Kumadam") öyküsü, 19. yüzyıl Alman romantizminin önemli eserlerinden biridir. Hikaye, Nathanael adlı genç bir öğrencinin, Sandmann adında gizemli bir figürün etrafında döner. Nathanael, çocukluğundan beri Sandmann'ın kötü bir figür olduğuna inanmış ve bu korkusu, yetişkinlik döneminde de onu etkilemeye devam etmiştir.
Nathanael'in hayatı, çocukluk korkularının ve gerçeklik ile rüya arasındaki sınırların giderek belirsizleştiği olaylarla sarsılır. Hoffmann, öyküde gerçeklikle hayal arasındaki ince çizgiyi vurgulayarak okuyucuyu zihinsel bir yolculuğa çıkarır. "Der Sandmann," gotik ve fantastik öğeleri kullanarak karanlık atmosferi ve psikolojik derinliğiyle dikkat çeker.