Ümit KAHVECİ

Ümit KAHVECİ
@Hoffen
Sıkı Okur
Piyanist ama şantör değil
Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Anasanat Dalı
Eskişehir
Sakarya, 24 May 1991
14 reader point
Joined on January 2023
Şu anda okuduğu kitap
Dark
Tesadüf diye bir şey yoktur. Her yol önceden belirlenmiştir. Her şey, olması gerektiği zaman olur. Doğru zamanda, doğru yerde. Sanki dünya, sayısız iplikle dokunmuş bir halıymış gibi.
Reklam
William Shakespeare
Yarayla alay eder, yaralanmamış olan
Barış Manço
bir sabah elbet güneş de doğacak penceremde ama bil ki ateşin hâlâ yanacak yüreğimde gözyaşlarım akıp gidecek; selden öte, selden ziyade bir canım var, vereceğim; maldan öte, maldan ziyade sabret, gönül sabret, sakın isyan etme! bir gün elbet bitecek bu çile, isyan etme! dört kitaptan başlayalım, istersen gel söze or'da öyle bir isim var ki kuldan öte, kuldan ziyade o'nu düşün o'na sığın, o senden öte, benden ziyade

Reader Follow Recommendations

See All
“Gönül sırdır” dermiş eskiler. Olur olmaz herkese gönül açılmaz, verilmez. Çünkü insanoğlu gönül değeri bilmez. Gönül ancak güzel görene, değer bilene, güzel konuşana, güzel saklayana açılır.
Teslimiyet; kapıların zorlanmayacağı yerde beklemeyi bilmektir
Reklam
Bazen; hayat yorar insanı Şarkılar yorar Beklemek yorar Özlemek yorar Affetmek yorar Hoş görmek yorar Boş vermek bile yorar Ve insan susar Her şeye, herkese rağmen Elinden gelen tek şeyi yapar Bağıra bağıra susar Can Yücel
Sen ve ben Acıdan bir dağız Sen ve ben Bu dünyada bir daha hiç karşılaşmayacağız
Çocuk hüznü
Çocukluğunu yarım yaşayanlar ne kadar büyürlerse büyüsünler, her çaresiz anlarında ona geri dönerler. Onları nerede görseniz tanırsınız. En yetişkin halleri, hatta hüzünleri bile biraz çocuksudur onların. Çocuk hüznü, evet. Çok istediği oyuncağın neden alınmadığını bir türlü anlayamayan, babasının nereye gittiğini, bir gün önce akvaryumda nazlı nazlı süzülen balığına ne olduğunu, dedesinin ona sormadan neden cennete gittiğini, annesinin saçlarını yıkarken neden canını yaktığını ve neden hep yorgun olduğunu, arkadaşlarının neden oyunlarına onu almadığını bilemeyen: Allah'ın ve karşı evdeki yaşlı amcanın niye hep öfkeli olduğuna akıl sır erdiremeyen, iri bakışlı, sarkık dudaklı, bükük boyunlu çocuk hüznü... Çocukluğunu yarım yaşayanlar büyüdüklerinde, o hüznü de büyütürler beraberlerinde. Onlar bu yüzden her şeye üzülebilirler. Onları üzmek bu yüzden çok kolaydır. Bu yüzden gözlerinde akacak yer arayan yaşlarla dolaşır onlar. Onları kandırmak ve ağlatmak bu yüzden çocuk oyuncağıdır. Ve bu yüzden onlarla uğraşmak iki kere ayıptır. Onların çabucak kırılıverecek hayalleriyle oynamak iki kere günahtır. Eğer şefkat gösteremeyecekseniz, uzak durun en azından. Bütün büyüyememişlerin yarım kalmışlığının hatırına en azından bunu yapın uzak durun.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Bir gece başımızı alıp gitsek diyorum Bir deniz kenarı mı olur Bir dağ başı mı olur Kaçsak bu kalabalıktan Bir yer bulsak kendimize Düzenli yaşamalardan uzakta Bir yanımızda şehrin ışıkları Bir yanımızda kucak dolusu yıldızlar Orada hiç yemesek hiç uyumasak Hiç düşünmesek yarını Sonra unutsak sıkıntısını günlerin Gecenin karanlığını Sonra bıraksak kendimizi sevgiye erdemliğe mutluluğa Her nefes alışta duysak yaşadığımızı Sonra kaybolsak bu özgürlükte Bu hazda Bu derin aydınlıkta Sonra sabah Sonra paydos Sonra kurtuluş Sonra ölüm
Ev neresidir? Diye sorarsanız, anlaşılmak için savaşmak zorunda olmadığınız yerdir derim
Reklam
Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var. Zülfü Livaneli
Arza hacet yok, halim sana ayandır. Dile gerek yok, sessizliğim sana beyandır. Söze lüzum yok, susuşum sana kelamdır. Kelama ihtiyaç yok, aşk sana figandır. - Şemsi Tebrizi -
221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.