Joyce ‘un birçok kitabını okudum, hakkında makaleler okudum, anektodlar dinledim ama hiç böyle bir yanı olduğunu bilmezdim. Kitapçıda görünce direkt almıştım. Okumak bugüne nasip oldu.
Kitap İngilizce orijinali ve Türkçe çevirisi ile olması çok yerinde olmuş. Mümkün mertebe bütün kitapların(ki birçok dili bilmesem de) böyle çevrilmesi ne güzel olurdu. Ama nesir türlerinde bu çok gerçekçi bir şey olmasa da şiirde sanki şart gibi. Belki aforizmalar diye satılan kitaplar da bu yapılmalı. ( Belki böyle çok kitap vardır, ben bilmiyorumdur. Nietzsche ve Aristo’nun bir eseri bende mevcut ama çok karşılaşmadım benzer yapıtlar ile)
Şiirlere gelecek olursak, çevirmenin önsözde dediği gibi nesirdeki dili ve mitolojik anlatımından ziyade sanki burada daha çok bir insan ile muhatap oluyoruz. Biraz daha öfkeli,aşık gibi daha duygularının tekelinde biri.
Şiirler gayet sade ve lirik.
Tavsiyeden ziyade kütüphanede olması güzel olan kitaplardan.
Not: İngilizcesini geliştirmek isteyenler neden bunu şiirler yapmasınlar ki?
Oda MüziğiJames Joyce · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20231,310 okunma
Cengiz Çevik’i YouTube’da görmüştüm. Nevi şahsına biri. Akademik çalışmaları ve birçok çevirisi bulunmaktadır. Kitap incelemesine onunla başlamamın sebebi; yaptığı çalışma dilimize çok büyük bir katkı. Çünkü Heraklitos’u tanınamak için ikincil şahıslara baş vurmak zorundayız. Gerek kendisine yakın dönem filozofların, gerek Staocıların, gerek semavi dinlerin( Sanırım İslam bilginleri çok değinmemiş ya da hoca Antik Yunan’dan beslendikleri için almamış) ve günümüze yakın filozofların ve dönem çalışanlarının kaynaklarından yararlanmış. Başkalarının çalışmaları üzerinden bir Heraklitos ortaya çıkıyor. Türkçe’ye katkısı ise daha akademik çerçeveden bakılırsa çok büyük.
Kitaba gelirsek, Cengiz hoca anlaşılması kolay bölümler oluşturarak ve kıyaslamalar yapabileceğimiz farklı görüşler koyarak, öze zarar vermeyen bir çalışma ortaya koymuş.
Heraklitos’un sözlerini okurken yer yer o zamanın insanın bazen gülünç bazen de şaşırtıcı çıkarsamaları- ki bilgi konusunda durum malum- kendimizin zamansallığını ortaya koyuş yönünden çok önemli olduğunu gösteriyor. Nitekim kelimeler değişse de bazı konularda hâlâ bir ilerleme kaydetmemiz mümkün değil.
Not: Turgut Uyar’ın Mavi Tango şiirini okuyun ardından. Ya da Leman Sam’dan dinleyebilirsiniz.
Anlam olarak değil çağrışım olarak denk düşmelik…
FragmanlarHerakleitos · İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,622 okunma
Sekiz öyküden oluşan bir acayiplik silsilesi. Hikayeler sıradan insanların, sıradan olayları… Ama bir şekilde bazen korkutucu, bazen mide bunaltıcı bazen de gülümseten bir anlatım tarzı var Cortazar’ın. Betimlemeleri hiç sıradan değil. Ama bir şeyi farklı yapacağım derken anlamsız imgeler yaratan betimlemeler hiç değil. Farklı resimler, belirsiz zamanlar içerisinde çıkıyor gibi. Hikayelerin benzer kurguları var diyebilirim. Önce karakterlerin derinliğine inerken bir anda kendimizi beklenmedik bir sonda buluyoruz.
İlk öykü kitabı.(devamını da okurum herhalde) Böyle olunca yazarın gelişimi daha çok merak uyandırıyor. Çünkü başlangıç olarak çıta epey yüksekte olmuş. Uzaktaki ve Paris’teki bir hanımefendiye mektup hikayeleri en beğendiklerim oldu.
Kalırsa bir soru kalır benden
Yanıtı var mıdır bilmem?
Denizine, göğüne, toprağına
Uçanına, kaçanına bu dünyanın
Kalırsa bir soru kalır benden
Ölüm gelir, gün akşama kavuşurken
Ve cümleler,içinde tüm hayatını barındıran saçmalıklar mırıltısı,Celina’nın başına gelen ve sadece kendisinin suçlayıp öfkelendiği o geri dönüşü olmayan şeyin karanlık idraki. Nihayet affedilen ve gösteriyi sunması için salıverilen büyük narsisizm.