Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hümeyra

Hümeyra
@Humeyrahatunturan
“Onun ilmi dışında bir yaprak dahi düşmez.” “Edeple gelen lütufla gider.”
496 syf.
·
Puan vermedi
·
34 günde okudu
Başucumda Müzik çok ilgi çeken aşk hikayelerinden biri diye düşünüyorum. Çünkü kitap önerisi isteyen insanlara fazlasıyla önerildiğine şahit oldum Konusuna gelecek olursak; Kitapta 40'lı 50'li yıllarda yaşayan bir kadın ve adamın aşkı yer alıyor . Hikaye kadın karakterin ağzından anlatılıyor. Kadın karakterimiz bir anda Turgut adında biri ile evlenir ve kocasının işi gereği yurt dışına taşınır. Yıllar sonra Ankaraya yaptığı bir ziyarette bir baloya katılır ve orada bakan olan evli ve çapkın Fuat ile tanışır. Daha önce hiç aşık olmadığını söyleyen kadın karakterimiz de (evet kocası ile mantık evliliği var diyebiliriz) Fuat'a gönlünü kaptırır. İkisi de evlidir ve ikisi de aşkı geç yaşta bulur. Ve asıl hikaye bundan sonra başlar. . Kitapta Türkiye'nin o dönemki aile yapısı, siyasi durumu, toplum görüşleri çok güzel yansıtılmış kitaba. Burada birilerinin kitabı sıkıcı bulduklarını okudum. Yani evet maceracı bir aşk hikayesi değil. Ama beni okurken sıkan asıl şey kadının anlatımının en başta çocuksu gelmesiydi. Yine de tekrar edecek olursam o dönemi ve şartlarını da ele alan bir hikayesi var. Okumak isteyene dur demem ama mutlaka okuyun listesine girecek kadar beni etkilemedi.
Başucumda Müzik - Midi Boy
Başucumda Müzik - Midi BoyKürşat Başar · Everest Yayınları · 20196,5bin okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
Karıncaların 3 midesi varmış ve midelerinden birini depo olarak kullanılırlarmış. İşin bana ilginç gelen kısmı ise bu depo olan midelerini kendileri için değil, diğer karıncalar için kullanmaları oldu. Hani iki karınca karşılaştıklarında birbirlerine temas ederler ya, o esnada belki de arkadaşına kendi deposundaki yemeğini ikram ediyor olabilir. Hatta karnı tok olan bir karınca, diğer karıncaları daha çok doyurabilmek için daha çok aç karınca ararmış. Bir karıncadan bile öğreneceğimiz nice değerler var aslında. Yalnızca çalışkanlıkları ile değil, paylaşımlarıyla da bence bize güzel örnekler. Tok açın halinden anlıyor mesela onlarda, çalışkanlıkları kadar takım kurma becerilerini de kullanıyorlar, rekabet yok ve bir arada olmaktan mutlular. Bildikçe, okudukça ve her varlığa saygı duydukça hepsinden bir denklem alabiliyorsun. Öğrenci olmayı seçtiğin zaman, karınca gibi küçücük bir şeyi bile kendine öğretmen yapabiliyorsun. Şu Acayip Karıncalar kitabını yalnızca çocuğunuz için değil, kendiniz için de okuyun. Bakmayı değil, görmeyi öğretiyor ️
Şu Acayip Karıncalar
Şu Acayip KarıncalarÖzkan Öze (Tarık Uslu) · Uğurböceği · 2015244 okunma
176 syf.
9/10 puan verdi
Bir otobiyografi olan kitabın ilk bölümleri oldukça üzücü , Julia yani Leyla ve kız kardeşi Nergis fiziksel olarak olmasa bile sık sık babalarından şiddet görüyorlar ; istemedikleri halde zorla camiye kuran kursuna gönderilmeleri , istedikleri kitapları alıp okuyamamaları , hiç bir şey için fikirlerinin alınmaması , yokmuş gibi davranılması da  şiddettir . Belki durumu biraz daha yumuşatarak sevgi görmüyorlar diyebilirim. Ama Leyla inanılmaz güçlü . Yaşadıkları onu yıpratsa da daha güçlü yapıyor , karalar bağlayıp hatalar yapmıyor aksine bulunduğu durumun içinden kendisini en az yara bere ile çıkarmayı başarıyor ve kitaplara sığınıyor . Kitaplar onun hayata bakış açısını tamamen değiştiriyor .Genç yaşta çalışmaya başlıyor , evleniyor ve anne oluyor . Çalışan bir kadın , iyi bir anne , sıkı bir okur ve yazar olmanın yanında o hep güçlü bir kadın oluyor . Hep mücadele eden , asla pes etmeyen … İlk kitap için bence çok başarılı bir kitap . Tabii ki de eksiklikleri , tutuklukları var kitabın ama Julia’nın kalemi sizi hiç sıkmıyor . Cümleler , satırlar , sayfalar akıp gidiyor . Kitabı okurken kaldığınız yere bir ayraç koyup gündelik hayatınıza devam ederken aklınız hep kitapta , bir sonraki  sayfada kalıyor . Önceleri hüzünlü başlayan kitap satırlar akıp gittikçe sizi gülümsetmeye başlıyor . Julia’nın başardığını , mutlu ve sevgi dolu olduğunu okudukça mutlu oluyorsunuz ....
Filler ve Kuşlar
Filler ve KuşlarJulia Ortay · Cenevre Fikir Sanat · 201758 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
·
Puan vermedi
“Kendini kurtarmanın tek yolu başkalarını kurtarmak için çabalamaktır.” Zorba, Nikos Kazancakis Merak ettiğim kitaplardan biri olan “Zorba”yı bu hafta elektronik kitap olarak satın aldım. Yunan yazarlarının sahip olduğu o şiirsel incelik, Nikos Kazancakis’in kaleminde de en güzel haliyle mevcut. Betimlemelerin ustalıkla işlendiği ve tümcelerin zihninize tatlı bir esinti gibi serpildiği bu eserde mutsuz, hayattan pek bir beklentisi olmayan bir entelektüelin Girit Adası’na gelişi ve Alexis Zorba ile tanışmasıyla yaşadığı değişim anlatılmaktadır. “Zorba”nın akıcı ve sürükleyici dili, kitabı kolayca okumanızı sağlıyor. Henüz bitirmediğim bu kitapla ilgili şimdiden bir sürü not aldım. Kitabı okumuş olanlar gönderi altında yorumlarını paylaşırlarsa sevinirim. İyi okumalar dilerim ... 
Nikos Kazancakis
Nikos Kazancakis
Zorba
Zorba
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 201516,2bin okunma
73 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Didem Madak... Beyaz, çilli, kadın, şair... O annesinin ölüsünü şiirle yıkamak istemiş ya, ben de onu varlığını yokluğunu ölüsünü dirisini şiirle yıkamak istiyorum kaç gündür, yüksek sesle okuyorum,cam dibinde, koltuk köşesinde yada yatak ayak ucunda medet umuyorum. Daha ileri gitmiyorum ama. "Kime ne anlatarak bitirsem hayatımı/ Ölümüme de bir şiir yamar nasıl olsa birileri artık," dediği için, en azından şiirsel olarak susuyorum. Öykülemeci şiir derler ileri gelenler, bense buna Didem Madak özelinde, içindeki öykünün şiire doğması diyorum, şiirin içine öykü doğmuş diyorum… Ah'lar Ağacı üzerine verdiği bir röportajda, "Kendi acısıyla dalga geçen ve gülerek acı çeken bir kadın ani bir manevrayla şiiri ele geçirdi ve en başta 'iç ses' diye söylenen ağlak kadınla, 'Yıldırım Gürses' diye cevap verip dalga geçti. Ve aptal aptal güldü bir de buna. Şimdi Ah'lar Ağacı'nı nereye gömmeliyim diye düşünüyorum. Belki de 'başsız ayaksız bir mezara.' 'Susmanın su kenarında' bir yerlere…" diyor.
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121,2bin okunma
Reklam
77 syf.
·
Puan vermedi
Bır kitap nasıl bu kadar yalın ve akıcı bır anlatıma sahip olup, derin düşünce dünyasına hitap edebiliyor diye sormadan geçemedim kendime. Bir iki saat içinde okunup bitirilebilecek bir eser. Fakat okuduktan sonra kapatıp üzerinde epeyce bir düşünmeden başka bir kitaba geçemiyorsunuz. İçerisindeki karakter analizleri gerçekten sizi şaşırtıyor. Ve ben böyle kitapları seviyorum. Biraz içeriğinden bahsetmek gerekirse, bir gemide yolları kesişen bir satranç şampiyonu ve orada izleyiciler arasında kendi benliğinde kaynolmuş, tutuklu kaldığı hücresinde Satranç ustalarının tüm hamlelerini zihnen oynayıp uzmanlaşan fakat bunun farkında olmayan doktor B'nin hikayesini anlatıyor. Zweig bu kitabında derin karakter analizlerine yer vermiş, ve içinde bulundukları sistemi eleştirmiştir. Nazi tehlikesi karşısında insanların çektiği onca sıkıntıya deyinen Zweig bu kitabını yazdıktan kısa bir süre sonra intihar ederek hayatına son vermiştir. Yaşadığı baskı, zorbalık, sürgün zamanlarını bu kitabında anlatmış ve 'elveda' demiştir... Kesinlikle okumalısınız.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020238,3bin okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Her şiir kendine özgü bir hikayedir, her şiir okuyana farklı şeyler anlatır, her şiir aynı kişiye farklı duygularda olduğu anlarda bile farklı şeyler anlatır. Bundandır ki: “Ben o şiir kitabını bitirdim.” cümlesi doğru değildir. Ben de bu şiir kitabını bitir-e-medim. Cahit Zarifoğlu'nun şiirleri bitirilmez, bitirir insanı. Onunla ilgili Rasim Özdenören'in katıldığım bir eleştirisi şöyle: “Cahit Zarifoğlu'nun şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı basında şiir okuyucusu (eleştirmen ya da okuyucu olarak) bu şiirleri reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememişlerdir.” Kitaba adını veren Yedi Güzel Adam'ın kimler olduğu hakkında yaptığım araştırmada aynı sonuçları bulamadım. Fakat bunların; Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Ali Kutlay, Nuri Pakdil ve Alâeddin Özdenören olduğu kesin gibi... Yedi Güzel Adam'ın sırrı ise şu: Altı bölümden oluşan şiirde yedi adamın bahsi geçer. Yedi güzel adamdan,  biri “kan” görür gereğini beller. Biri “aşk” görür ve gereğini beller. Biri “yar”  görür ve gereğini beller biri “bela” görür ve gereğini beller biri “dağ” görür ve gereğini beller diğeri de “sofra” görür ve gereğini beller. Yedinci güzel adam ise “diğerlerini” görmüştür....
Yedi Güzel Adam
Yedi Güzel AdamCahit Zarifoğlu · Beyan Yayıncılık · 202318,5bin okunma