Hayatın, insanlığın çoğunluğu için, içtenlikle yaşanması gereken bir mutluluk değil, baskılar ve cezalarla ve inanılması gereken yalanlarla yapılmış dar bir alanda, sürekli bir rol yapma hali olduğunu, ilk bu sıralarda sezmeye başlamış olmalıyım
Haç, birbirine çakılı iki kalas parçasından çok daha derin anlam taşır. Yaşamı oluşturan dört elementten söz ediyorum:Toprak, hava, ateş ve şu. Haçın dört ucu bu dört elementi, yani yaşamı simgeler. Pavlus bu simgelerken yola çıktı. Haçın temsil ettiği yaşam ve bu yaşamın tam ortasında, insan kardeşlerinin acısını sırtlanmış bir adam : İsa
İlk günahla birlikte bedenin istekleri ile ruhun istekleri birbirinden ayrıldı. O yüzden utanma! Bedenin ile ruhun arasındaki bu savaş sonsuza kadar sürecek. Ta ki İsa Efendimiz'in söyledikleri gerçekleşinceye, ruh bedenin hapishanesinden kurtulunca ya, gerçek özgürlüğü buluncaya kadar.
Ey nefsim! Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derdi maişetle sarhoştur. Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, belaya kaybolup başkalaşmıyor. Ağzı beşeri, fakrı insanı değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peyda ediyor.